[171009] Tiffany, Sooyoung, Seohyun SM Şirketi’nden ayrılıyor… fakat “Girls’ Generation Dağılmayacak”

35645539014_f99e906591_o.jpg

Girls’ Generation üyeleri  Tiffany, Sooyoung ve Seohyun şirketleri SM Entertainment’ten  ayrılıyor.

9 Ekim’de  üç üyenin  SM’le olan kontratlarını yenilemeyeceklerini açıklandı. Bu sebeple Girls’ Generation’ın aktiviteleri muallakta kaldı.

Şirketin bir çalışanı durumu şöyle dile getirdi; “ Girls’ Generation, SM ve fanları için büyük bir anlam ifade eden değerli bir gruptur.” ve “Girls’ Generation grup olarak bütünlüğünü koruyacak. Fakat şirket değişikliği söz konusu olduğunda bir araya gelmeleri zorlaşacak. Buna rağmen üyeler  son kararın ne olacağına dair hala tartışmaktalar.”

SM’in açıklaması ise şöyle oldu; “ Girls’ Generation, SM ve fanları için büyük bir anlam ifade eden değerli bir gruptur.” ve “Üyeler grubu dağıtmak niyetinde değiller. Fakat kontratları bitmiş üyeler var. Bu durumda söz konusu Girls’ Generation’ın gelecek planları olduğundan üyelerle tartışmaya devam edecek ve temkinli kararlar alacağız.”

SM’den ayrılan üyeler arasından Tiffany Amerika’ya eğitim amaçlı gidecek, Sooyoung ve Seohyun ise oyunculuk kariyerleri üzerinde durmaya devam edecek.

Geçtiğimiz Ağustos’ta Girls’ Generation 10. yıl dönümünü kutlamak için 6. albümleri “Holiday Night”ı çıkarmıştı.

Kaynak: Naver

İngilizce Çeviri: @SonexStella

Çeviri: Pelin

[2016 Eylül] Yoona ‘Vogue Tayvan’ Röportajı

tumblr_od39p8td531t2k55eo1_500

 

Büyümek ve eğitimle geçen 9 yıldan sonra, ne kadar tarz değiştirirse değiştirsin, Yoona her zaman çaylak zihniyetini gösterdi bizlere. Sanki ilk kez karşılaşmış gibi, her an yepyeni bir Yoona oluyor.

SNSD’nin merkezi Yoona, Kore’de müthiş bir popülerliğe sahip kadın ünlü. Kendisini önce yaz zamanı Seul’de ziyaret ettik. Hafızalarımızda Yoona, ekrandaki o küçük sevimli kız. Bu Yoona’nın Vogue Tayvan ile ilk çalışması, ayrıca Vogue dergisinde de ilk kez kapak kızı oluyor. Kendisini sette ziyaret ettiğimizde basit bir tişört ve açık renk bir kot pantolon giyiyordu, şeritli örgü bir çanta takıyordu ve genç görünümlüydü. Zihnimizde kalan Yoona’yla aralarında pek de fark yoktu, bize tatlı tatlı gülümsedi ve biraz heyecanlı biraz da utangaç bakışlarla bizleri selamladı. Ne zamanki Yoona fotoğrafçıya yüzünü döndü, o anda bir geyiğinki gibi parlak ve iri olan gözleri aniden kameraya bakan güçlü bir karizmaya dönüştü. Cazibesini nasıl göstereceğini iyi biliyor ve farklı tarzlarda kıyafetler giydiğinde de farklı görünüşler sergileyebiliyor. “Sevimli” kelimesi artık onu tanımlamak için yeterli değil. Yoona’yla buluştuğumuz gün, hatırladığımız o genç kızdan öz güveni tam bir kadına dönüşmüş gibiydi.

SNSD resmi olarak 2007’de “Into The New World” ile çıkış yaptı. Sayısız yeni grubun ortaya çıkmasıyla bu Hallyu yarışında, Kore Müzik Endüstrisi’nde zirvede kalmayı sürdürebilen grup sayısı çok çok az oldu. Çıkışlarından bu yana 9 yıl geçen SNSD ise çoktan Kore Müzik Endüstrisi’nin zirvesinde yeri sarsılamayan bir grup oldu. Yoona da hem müzik hem de oyunculuk alanlarında çalıştı. Yoona ile bir röportaj yapmaya karar verdiğimizde henüz SNSD’nin 9’uncu yıl dönümü gelmemişti. Yoona gizlice “Tabii ki böylesine önemli bir etkinlik olan 9’uncu yıl dönümümüzü kutlamak için özel bir şeyler hazırlıyoruz. Ama şu an için ne olduğunu açıklayamam, minnettarlığımızı yansıtan bir şey olduğunu söyleyebilirim.” dedi.

Sonrasında ise 5 Ağustos’ta SNSD, 9’uncu yıl dönümleri için SONE’a bir hediye verdi: Sözleri Sooyoung’a ait olan “O Yaz / Yolculuk” isimli bir şarkı. Ayrıca tüm grup bu zamana kadar gösterdikleri destek için hayranlara teşekkür ettikleri bir video çekti. Videoda Yoona “Ne zaman sunbaelerimin 9 ya da 10uncu yıllarını kutladığını görsem hep ‘Vay~ Çok güzel!’ diye düşünürdüm ve işte, zaman bizim için de geçti. Gerçekten inanılmaz. SONE bizimle birlikte olduğu için çok mutluyum.” dedi.

“Geçip giden 9 yıla bakınca, beni derinden etkileyen bir an seçemiyorum. Çünkü ne zaman SNSD bir albüm yayınlasa, kalbimde çok fazla unutulamayan anı kalıyor. Son zamanlarda farklı aralıklarla SNSD videoları izliyorum, birden nostaljik hissetmeye başladım. Bir yandan albüm yayınlayınca hit bir şarkıyla ve sahnedeki performansımızla herkesin bizi tebrik ettiği zamanları özlüyorum. Diğer yandan ise çok fazla büyüdüğümü hissediyorum, tabii yaşlandığımı da. (Gülüyor) Geçmişteki halime şöyle bir baktığımda, tüm o değerli anılarda “Geçmişteki Yoona ne kadar da genç!” diye düşünerek iç çekiyorum. Her nasılsa son zamanlardaki kendime baktığımda da yeni bir ben görüyorum. Geçmişteki ya da şu anki ben… Çok uzun bir süre geçmemiş gibi olsa da yeni bir atmosfer oluştuğu için, Yoona’ya farklı bir açıdan bakmamı sağlıyor. 
Çıkış zamanımızdan şu ana kadar kendi geçmişimi düşündüğümde bence en büyük değişim, ilk başladığım o zamana kıyasla şu an işteyken daha rahat hissediyor oluşum. Hatta şu an hala heyecanlı hissediyor olsam da kendi kendime rahatlamaya çalışmam ve doğal bir yüz ifadesi takınmam gerektiğini söylüyorum. Sanıyorum ki bu 9 yıl boyunca değiştiğimi hissettiğim anlardan biri bu. Ve şimdi, tüm SNSD üyeleri farklı alanlarda aktifler, geçmişte hepimiz birlikte yaşar ve birlikte çalışırdık. Ama bu sefer dizi çekimlerim için Çin’e gittiğim zaman, rahat bölgemden dışarı çıkmışım ve cesurca yeni bir işe başlamışım gibi hissettim.
Bu benim Çin’de uzun süreli çekim yaptığım ilk seferimdi. Başlarda korkmuş ve endişeli olmak yerine heyecanlı ve beklenti doluydum. Ve önceden Çinceyi öğrenmiş olduğum için o dilde iletişim kurmak bana pek de yabancı değildi. Ne söylendiğini anlamadığımda personeller ve diğer oyuncular sabırla bana açıkladılar, sanki Çince öğretmenlerimmiş gibi beni yüreklendirmeye çalıştılar ve benimle yavaşça konuştular. Böylece Çin’de yaşamaktan ve çalışmaktan memnundum, ayrıca bu durum Çincede olan hakimiyetimin de gerçekten çok hızlı gelişmesine yardımcı oldu. Tabii ki hepsinden öte orada çok fazla lezzetli yiyecek vardı. Yani SNSD üyelerimi özlesem de Çin’de kaldığım süre boyunca hayranlardan gördüğüm destek sayesinde kendime güvenebildim ve güç toplayabildim.”

Yoona’nın Çincesini böyle hızlı geliştirmesi gerçekten çok popüler oldu. Başlarda basit Çince kelimelerle kendini ifade etmeye çalışırken şu anda yanına çevirmen olmadan televizyon programlarındaki insanlarla iletişim kurabiliyor. Çin’deki solo hayran buluşmasında Yoona “A Little Happiness”“Red Bean”“The Moon Represents My Heart” ve “Manual of Youth” şarkılarını doğru bir telaffuzla seslendirdi. (Ç/N: Şarkı isimlerinin üzerlerine tıklayarak Yoona’dan şarkıları dinleyebilir ve çevirilerini izleyebilirsiniz.) Hatta bizimle yaptığı röportaj sırasında da iletişim kurmak için Çince kullanmaya çalıştı ve soruların içeriklerini bir çevirmen yardımı olmaksızın anlayabildi. Ünlü söz “Bebekleri kalpleri acıdır ama bebekler söylemezler” gibi kalbiyle ezberleyebiliyor, Çinceye olan hakimiyeti şok edici ve takdire şayan. Yoona ortaokul zamanlarından beri Çince öğrendiğini açıkladı, hatta bir stajyerken bile öğrenmekten vazgeçmemiş. Bu dizi çekimi sayesinde Çince ile daha çok haşır neşir olunca personellerle pratik yapıp daha çok Çince film izlemiş, Çincesini en hızlı yoldan geliştirmek için telaffuzları doğru öğrenebilsin diye Çince şarkılar dinlemiş. Hatta şu an Çinceye oldukça hakim olsa da en büyük isteği, gelecekte kendi kısımlarını doğrudan Çince olarak söyleyebiliyor olmak. Çincenin yanı sıra Yoona yemek yapmakta da iyi. Bu durumu “Gençliğimden beri çok fazla yemek programı izlediğimden sık sık yeni tarifler deniyorum. Eskiden zamanım olduğunda bana öğretmesi için öğretmen bile aramıştım. En iyi olduğum tarif ise, eminim ki herkes çok iyi biliyordur, daha önce televizyonda gösterdiğim “Yoong Yoong jimdakk”. Son zamanlarda evde körili tarif yapıyorum ve birçok farklı tarif deneyerek tarzımı daha çok geliştirmeyi umuyorum.” diye açıklıyor.

 

tumblr_od39p8td531t2k55eo10_250

 

Hayranların gözünde Yoona tanrıçalığın bir simgesi. Tatlı tatlı gülümsüyor ve diyor ki: “Aslında perde arkasında sıradan bir kızım ben. Bu yoğun programın arasına vakit buldukça kahve içmeye gidiyorum, güzel bir yemek yiyorum, eğleniyorum ve rahatlamak için arkadaşlarımla, ruhumu canlandırıp iyileştirebilecek olan üyelerle geziye gidiyorum. Eğer bunlara zamanım yoksa ruh halimi değiştirmek için müzik dinliyorum. Özellikle o günkü ruh halime uygun olarak farklı türde müzikler dinlemeyi seviyorum. Ruh halim iyi olduğunda ruh halimi daha da canlandırsın diye bizim “Party” şarkımız gibi yüksek tempolu şarkılar seçiyorum, herkese tavsiye ederim. Ve ruh halim düşük olduğunda da ruh halimi dinginleştirsin diye sakin şarkılar seçiyorum. “

“Ayrıca bir geyiğe benzediğimi düşünüyorum, böyle tatlı bir his. Ama böyle sevimli, güzel gibi sıfatlardansa umarım insanlar benim karizmatik yönümü de görebilir.”

Yoona’ya kendisini hangi hayvana benzettiğini sorduğumuzda sinsice bize soruyla geri döndü: “Siz ne düşünüyorsunuz?”. Biz de ona kendisini sevimli, küçük bir geyiğe benzettiğimizi söyledik, ayrıca SNSD hayranları da böyle düşünüyor değil mi? Yoona mutlu bir şekilde cevapladı: “Ben de geyikleri çok seviyorum ve kişiliğimin de bir geyiğin karakterine uyduğunu düşünüyorum, sevimli bir hisleAma böyle sevimli, güzel gibi sıfatlardansa umarım insanlar benim karizmatik bir kişi olarak görebilir. Sevimliden ziyade diğer yanlarımı da görebilsinler diye umut ediyorum. Bu yüzden lütfen bana ‘karizmatik geyik’ diyin! Her zaman örnek öğrenci olarak görüldüm ama aslında içimde oynamayı seven bir yönüm de vardı. İnsanlar benim her zaman uslu tarafımı görüyormuş gibi ama ara sıra ben de küçük çılgınlıklar yapmak istiyorum. Mesela eğer imkan olursa ekstrem sporlar denemek istiyorum. Ama! Bungee jumping benim asla yapamayacağım bir şey! (Gülüyor) Denemek istediğim çok fazla şey var, yapmadan önce biraz korkacak olsam da denemek için elimden gelenin en iyisini yapmak istiyorum.”

SNSD’nin gelecek 10’uncu yıl dönümü için Yoona “O zamanı SNSD üyeleri ve hayranlar ile geçirmeyi bekliyorum, eğer birlikte anlamlı hatıralar edinirsek harika olur. Şu anda 10’uncu yıl fikri henüz aklıma gelmemiş olsa bile insanlar “Seneye 10’uncu yılınız olacak!” dediğinde 10’uncu yıla yaklaştığımı hissederek gözlerimi kocaman açıp vaayy be diye hissediyorum. Diğer hoobaeler bizi sunbae olarak selamladığında benim de artık bir sunbae olduğum kafama dank ediyor.” diyor.

Son olarak Yoona Tayvanlı hayranlarına da destekleri için teşekkür etmeyi unutmadı. “Ne zaman buradaki bir etkinlik için kendi başıma ya da konser için üyelerle birlikte Tayvan’a gelsem, Tayvan’daki SONElar ellerinden geleni yaparak ne olursa olsun bize desteklerini gösteriyor. Bu her zaman bana samimi geliyor ve duygulanıyorum. Sadece “Şimdi Girls’ Generation! Gelecekte Girls’ Generation! Sonsuza dek Girls’ Generation!” bağırışımızdaki gibi hayranlarda bizimle birlikte sonsuza dek yürür.”

 

tumblr_od39p8td531t2k55eo5_250

 

 **** Editör Notu ****

Hiçbir yerde karşınıza çıkmayacak bir şans olan Yoona ile çalışma fırsatı verildi bize. Ve onun sadece sevimli olduğu yönündeki düşüncelerimiz yerle bir oldu.

Yoona’nın meşgul programı arasında, bizimle bir çekim yapmak için azıcık bir boşluk vardı. Çekimin tüm detayları ve iletişim çalışmaları gibi şeyler 2 haftadan daha kısa bir sürede halledildi. Bu bizim birlikte ilk çalışmamız olduğu için çekim detayları ve kostümler hakkındaki iletişimlerde ekstra dikkatli davrandık. Bundan önce birçok uyuşmayan şeyler ve endişeler olsa da sonunda Yoona’nın saçı ve makyaj stili hakkında aynı zaman aralığında hemfikir olabildik, fotoğrafçılar da bizim programımıza uydu. Vogue ekibi ve Yoona’nın buluşması kaderimizde varmış gibiydi.

Çekimler başlamadan önce Yoona’nın ekibindeki personellerden kendisinin daha çok utangaç bir yönü olduğunu duyduk. Ama sete geldiğimizde birden o sevimli ve parlak gülümsemesi her iki tarafın da yabancımsı hislerini silip attı. Sevimli ve içten Yoona’nın kalplerimizde bıraktığı (etki) buydu işte.

Geçmişte Yoona’yla böyle yakından iletişim kurma fırsatımız olmamıştı. Geçen sene bir markanın mağaza açılış etkinliğinde Yoona’yı gördüğümü hatırlıyorum. Röportaj yaptığımız esnada ben masadan uzaktaydım, ses mikrofona ulaşsın diye uzanmak için elimden geleni yapıyordum. Gözlerimiz buluştuğunda Yoona gülümseyerek başını eğip mikrofonumu masasına yakın koymam için bana gizlice yardım etti. Çok ufak bir jest olsa bile, bu düşünceli hareketini hatırlamama yetiyor. Birlikte geçirdiğimiz bu tüm gün boyunca Yoona benim kalbimde sevimli bir kızdan, elinden gelenin en iyisini yapan ve güçlü bakışları olan bir kadına dönüştü. Kameranın karşısında cazibesini nasıl gözler önüne sereceğini biliyor, farklı tarzlarda kıyafetler giydiğinde de farklı görünüşler sergileyebiliyor. Bir sonraki tarza geçmek için emin olmadan önce dikkatlice her fotoğrafı tek tek inceliyor. Kendisini ifade etmek için öğrendiği Çince kelimeleri kullanmak için çok çabalıyor ve soruları cevaplarken diğerleriyle göz kontağını sürdürüyor.

Yoona çoktan Kore  Eğlence Endüstrisi’nde zirvede ama asla boş vermiyor, sadece daha çok insanın cazibesini görebilmesini umuyor. Ve bu fotoğraf çekimi aracılığı ile kendisinin farklı yönlerinin ve etrafa yaydığı o ışığın diğerlerinin görmesini sağladı.

Kaynak: Vogue Tayvan
Yükleyen: Yoonachina
Eng Trans: Mystarmyangel@tumblr
Çeviri: Gülsüm

[2016 Eylül] Taeyeon CeCi Röportajı

tumblr_oc5uy2ir011v7kh85o1_540

 

 

“Bu bizim üçüncü buluşmamızdı. Şimdiye dek asla ilk olarak konuya giren ve çok şey anlatan biri olmadı kendisi. Bu yüzden Taeyeon kendisine daha çok soru sormak istediğimiz, neler düşündüğünü daha çok merak ettiğimiz biri. SNSD ile çıkışından beri pozisyonu asla sarsılmadı. İlk mini albümü I’ı yayınladıktan sonra solo aktivitelerinin resmi olarak başlamasıyla halkın gözünde daha da favori bir görünüm kazandı. Birisi bunu böyle anlatmıştı. Taeyeon en çok şarkı söylemeyi seven sahici bir kişilik, bunu duyduktan sonra insanların ona kesin bir kalıptan bakabileceğini düşündüm: Bir kız grubu lideri ve ev kızı dedikoduları dönen biri. Çekim yerine geldiğinde “Sizi görmeyeli epey oldu!” dedi ve gülümseyerek bize halimizi hatrımızı sordu. Ve Taeyeon’la makalemize başladık, kim demiş çekimler hala zormuş da röportaj kısmında keyif alıyormuş diye?”

Soru: Bize defalarca çekimleri zor bulduğunu söyledin ama buna inanması güç çünkü çekimlerin hepsi birinci kalite.
Taeyeon: Teşekkür ederim. (Gülüyor) Doğrusu şimdiye dek SNSD aktiviteleri sayesinde edindiğim tecrübeleri ve geçirdiğim zamanı göz ardı edemezsiniz, yani ne olursa olsun güzel bir sonuç alınmalı bu yüzden uğraşıyorum.

Soru: Daha önce de bize söylediğin gibi WHY albüm konsepti sevimliydi, hatta fan olmayanların gözünden bile. Bize göre sana en iyi yakışan görünümdü.
Taeyeon: Aslında normalde üyelerin de çektiği çok fotoğrafım var. Eğer fotoğraf çekmeyi seven bir üyeyse, Tiffany de dahil, çok fotoğrafımı çekiyor benim, günlerce memnun oluyorum. (Gülüyor) Bir sürü komik fotoğraf uygulaması var böylece bunlarla eğleniyorum öyle.

Soru: Birlikte birçok çekim gerçekleştirdik ve hiçbir zaman ekibin ayarladığı saçı, makyajı beğenmemezlik yaptığını görmedik. Bu kadar mı özgüvenlisin? (Gülüyor)
Taeyeon: Özgüvenden çok, mümkün olduğunca size emanet etmeye daha meyilliyim. Şunu düşünmeyi seviyorum: Onlar en iyisini bilir ve beni en iyi şekilde hazırlarlar. Beni uzun zamandır gören ve kendi alanlarında uzman olan personellerin sözlerine güveniyorum. Bende kullandıkları renkler her ne olursa olsun veya beni nasıl giydirirlerse giydirsinler benim işim bütün bunları güzelce yansıtmak. Güzelce göstermeliyim. Eğer sonuçlar iyi olmazsa öğrenilecek yeni bir konu çıkmış demektir.

Soru: Ama sonuçlar geldiğinde, alacağın tüm geri dönütler Taeyeon adı altında olacak.
Taeyeon: Sadece onlara güvenmek eğilimindeyim. Bilhassa bugünkü gibi makale çekimlerinde; her günkü görünüş gibi kolay değil. Bu göze çarpan ve tasarlanmış bir görünüş, bu yüzden “Bu yeni bir tarz denemek. Eğer şimdi yapmayacaksam bir daha ne zaman şansım olacak ki?” kafasında oluyorum.

Soru: Araştırdık ve gördük ki pek fazla röportajın yok, ama seni televizyon programlarında görmek daha kolay. Bu senin için daha mı kolay?
Taeyeon: Benim böyle önceden belirlenmiş şeyleri istememek gibi bir meyilim var, doğallığı tercih etmek benim yaradılışım.Çekimler ve röportajlar için mekanın halinin büyük bir etkisi var. Televizyon programlarında öyle özel bir kurguya ihtiyaç yok, gerçekten ne oluyorsa o akış gösteriliyor, bu yüzden benim kişiliğime daha çok uyuyor.

Soru: Eğer bir insan olarak Taeyeon’un bir tane ana niteliğini seçecek olsan, nasıl açıklardın?
Taeyeon: Doğrusunu isterseniz kendimi çok iyi tanıyıp tanımadığımdan emin değilim, ama normal hislerim biraz inişli çıkışlı. Çevreden ve ruh halimden etkilenmeye çok müsaitim, bu yüzden tahmin etmesi benim için bile zor. Kendimi bir kelimeyle tanımlamam çok güç. Bence sürekli benimle olan üyeler beni iyi tanıyordur. Su nasıl akar yolunu bulursa ben de öyle akışı takip eden bir insanım.

Soru: Ancak işin doğal kalmanı zorlaştırıyordur. Mükemmel performanslar sergilemek için çok efor sarf ediyor olmalısın.
Taeyeon: Doğru. Bu yüzden sahnede olduğum her an çok heyecanlı oluyorum. Size verilen o kısa süre zarfında kendinizi ifade etmek zorunda olduğunuz bir iş bu, zorlandığım zamanlar oluyor. Ama işimi yapmaya devam ettikçe, bu süreçte kişiliğim ortaya çıkıyor. Hatta şarkı söylediğimde, bütün duyguları bir seferde dökmek yerine olayı akışına bırakarak duyguları yansıtmaya çalışıyorum.

 

tumblr_oc5uy2ir011v7kh85o2_540

 

Soru: CeCi’nin 2014 Ocak sayısında da sen vardın. Aslında çok uzun bir süre geçmedi üstünden ama bu 1-2 senede kesinlikle olgun bir havan olmuş.
Taeyeon: Kendi kendime birçok karar vermek zorunda olduğumdan beri biraz daha soğukkanlı oldum. Aslında bu benim gibi rengi belli olmayan bir üye için zor bir şey.

Soru: Rengi belli olmayan derken neyi kastediyorsun?
Taeyeon: Mesela Tiffany ile gerçekten çok yakınız ve kalplerimiz de birdir. Ama zevklerimiz farklı. Tamamen zıt hatta. Söz konusu renk ya da şekil gibi şeyler oldu mu Tiffany ne istediğini ve onu tam olarak nasıl ifade edeceğini çok iyi bilir. Ben biraz kararsızımdır ve karar vermekte zorlanırım, bu yüzden ne istediğimi net bir şekilde söyleyemem. Bazen kendim gibi olmuyorum. Ama solo aktivitelerime başladığımdan beri tüm personeller sadece benimle ilgileniyor ve olan biten tüm işlerin tam merkezinde ben varım; bu yüzden liderlik edip birçok karar vermek zorunda kaldım. Çok zordu ama artık karar verme metotlarını hallediyorum. Önemli olmayan şeyleri boşvermem ve önemli olanları da nasıl kontrol etmem gerektiği hakkında çok şey öğrendim.

Soru: Buna rağmen solo aktivitelerin eğlenceli mi?
Taeyeon: Sahnedeyken eğlenceli. Ama sahneden indiğimde kafam karman çorman oluyor, doğru mu yaptım ya da gelecek için neler hazırlamam gerekiyor gibi düşünceler doluşuyor. Tepkilerini görmek için personellere bakıyorum.

Soru: Liderlik etmeyi ve karar vermeyi eğlenceli bulan insanlar vardır, tabii sıkıcı bulan da. Taeyeon hangi tarafta yer alıyor?
Taeyeon: Şu an bence benim öğreneceğim şey daha çok. Her şeyi kendi kendime yapmaktansa seçmek ve karar vermek için yardıma ihtiyaç duyduğum bir sahnedeyim. Her şeyi kendi kendime çok iyi yapıyormuşum gibi görünebilir ama bu doğru değil. Çok korkuyorum aslında.

Soru: Başarısızlık korkusu mu? Sonuçlar kötü olursa diye mi?
Taeyeon: Tam olarak değil. Pişman olmaktan korkuyorum. Sahnede kendi kendime durduğumdan, kendime yakışanı seçer ve iyi yaparsam tamamdır, ama kararım yanlış da olabilir. Bu korku pişmanlıktan. Sonuç olarak, bana objektif bir açıdan bakabilecek birine ihtiyaç duyuyorum ve bence bu geri dönütleri aktif bir şekilde toplamak için doğru bir şey.

Soru: “Starlight” şarkısı “Aşk harika bir şey…” diye başlıyor. Taeyeon’un hayatında şu aralar harika olan şeyler nedir?
Taeyeon: En önemli şey solo konserim “Butterfly Kiss”ti. Dinleyicilerin yüzlerini görebildiğim için belki de şu an sahnede rahat olabiliyorum. Düzenli olarak konserler oluyordu ama bu seferki farklıydı. Direkt olarak konuşmasak da yüzlerini gördüğümde birlikte iletişim kurabildiğimizi hissedebildim ve bu beni gerçekten mutlu etti. Hatta hayranlar daha çok gülümsüyormuş gibi hissettim ve eskisinden daha farklıydı. Bence benimle birlikte eğlendiler.

Soru: SNSD’nin çıkış sahnesini ve senin sahnede ilk kez solo bir sanatçı olarak durduğun anı kıyasladığımızda hangisi seni daha çok titretti?
Taeyeon: Tabii ki solo aktivitelerimin ilk sahnesi. Üyelerle birlikte olduğum zamankinden çok farklıydı. Şimdiye kadarki tüm tecrübelerim yok olmuş da sanki en baştan tekrar başlıyormuşum gibi hissettim. Normalde pek titremediğimi düşünmüştüm ama sahnede hevesli bir şekilde durmak istedim, “I” için ilk kez sahnede durduğumda ise o kadar çok titredim ki mikrofon sallanıyordu. Hatta şu an düşündüğümde bile titriyorum.

Soru: Geçen sene Amber’in “Shake That Brass” şarkısında göründüğünden beri dinlenmeksizin promosyonlarına devam ediyorsun. Hatta meşgul olduğunda ifaden öncesine göre daha rahat gözüküyor.
Taeyeon: Özel bir değişim olmadı. Her zaman hazırlandım ve şarkı söylemek için sahneler aldım, ama sosyal medya ile hayranlarla konuşmamdan sonra hislerimin etkisi oldu. Eğer sadece kişiliğime bakarsanız, her şeyi göstermektense bazı şeyleri kendime saklamayı tercih ediyorum. Ama hayranlara teşekkür ederim; hayranların istediği şeyleri, kendi istediğim şeyleri yapmam ve ileriye yönelmem gerektiğini hissettim. Söz konusu müzik olduğunda ise çekingen bir kalple projeleri reddetmemem gerektiğini düşünmeye başladım, eğer nere olursa olsun yapabileceksem daha çok orada burada kendimi göstermeliyim. Düetleri daha rahat kabul edebildim ve şarkılarda rol alabildim.

Soru: Kalbin hayranların istediği şeyleri yapan türden bir sevgi istiyor.
Taeyeon: Ebeveynlerinizden övgü duymak için okulda çok çalışmayı ve iyi notlar almayı istemek gibi bir şey. İyi notlar alıp herkese göstermek istiyorum. Hayranlar birlikte 10 yıl geçirdiğiniz arkadaşlar gibi, ebeveyn-çocuk ilişkisindeki gibi sonsuz ve birbirine bağlı kalplerle birlikte. Yiyeceklerimden sağlığıma kadar bana adadıkları o büyük kalplerini hissedebiliyorum. Tabii ki çok endişe de duyuyorlar. (Gülüyor)

 

tumblr_oc5uy2ir011v7kh85o3_540

 

Soru: Bir kız grubu üyesi solo olarak çıkış yaptığında, genellikle gururla seksi konsept yaptıkları gözleniyor. “I” ile kendin hakkında ne tür endişelerin olduğunu merak ediyoruz, hem de şarkı aşk hakkında bile değilken.
Taeyeon: İşim ile halkın ve sayısız insanın önünde çalıştım, ama aslında yalnızım ve kendi pozisyonum var. Hangi rengin bana en çok yakışacağı hakkında çok düşündüm. Kendim gibi bir şeyler yapmayı istediğimi düşündüm, durgun ve doğal. Hangi türü seçeceğim ve melodinin nasıl ifade edeceği hakkında çok kafa yorduk. Ve doğrusunu isterseniz, “seksi” benim çok iyi ifade edebileceğim bir kelime değil. (Gülüyor)

Soru: Kendi hikayesini olduğu gibi anlatabilen bir sanatçı olduğunu, büyüdüğünü hissettik.
Taeyeon: Solo çıkış yapacağımı duyurduğumda insanların tahmin edebileceği bir yanım vardı. OST’lerdeki gibi çok fazla aşk ve duygusallık içeren yavaş şarkılar. Ama aslında yapabileceğim çok fazla farklı tür vardı ve ben de henüz göstermediğim bir yönümü göstermek istedim. Şarkı olarak belirli bir türü tercih ettiğimden değil, sizlere farklı şarkılar dinletmek istedim.

Soru: Şarkı olarak 10’uncu yılında olan ve ileride de devam etmek isteyen 28 yaşındaki Taeyeon’un yolu nedir?
Taeyeon: Bilmiyorum. Bu soruyu tekrar ne zaman duyarım bilmiyorum ama eğer şu andan konuşacak olursam, müzikten başka bir şeyi asla düşünmedim. İleride de; kolay, doğal ve sakin yoldan müzik yapmaya devam edeceğimi düşünüyorum, risk alıp ölçüyü kaçırmadan ve şarkıları dikkatlice seçerek. Görkemli bir cevap mı bekliyordunuz?

Soru: Hayır. Basit ve doğal olduğunu söyleyip duruyorsun ama şimdiye dek başarılı oluşun olağanüstü. Korkmana gerek olduğunu düşünmüyoruz.
Taeyeon: Daha fazla korkamayacağım zamanların gelmesi gerektiğini düşünüyorum. Eğer durum değişirse insanın da adapte olması için değişmesi gerekir. Çok çabalayacağım, böylece tepkime gereksinim duyulan şeyleri gözlemleyeceğim.

Soru: Bugünlerde evde ne yapıyorsun? Çokça internet ağzı biliyorsun ve onları doğru zamanda doğru yerde kullanıyorsun.
Taeyeon: Film ve televizyon programlarını izlemek için VOD servisini kullanıyorum. Hayranlar bana bolca internet lafları öğretiyor. Sosyal medya kullandığımda bunları hayranların tepkilerinde görebiliyorum, hayranlarla iletişime geçmek için de yorum atıyorum. Bunu ne zaman yapsam son zamanlardaki gençlerin dilini öğreniyorum. (Gülüyor) Omuzlarının üzerinden (baka baka) öğreniyorum.

Soru: Kız hayranlar senin güzellik rutinlerini çok merak ediyor. Senin değişmeyen “Peri Güzelliği”nin sırrı nedir?
Taeyeon: Aslında son zamanlarda eskisi kadar cildime özen gösteremedim. Evde paket şeyleri kullanıyorum. Ciltten çok detoks ve vücut pozisyonunu düzeltme gibi şeylere merak saldım. Konser için hazırlanırken dayanıklılığımı güçlendirmek için bir süre egzersiz yaptım. Ama her insan farklı olduğundan bazıları için egzersiz yapmak çok efor sarf edici olabiliyor. Kan dolaşımı ve bedenimi daha dayanıklı hale getirmeye daha çok odaklanıyorum.

Soru: Son olarak CeCi sayfalarında bırakmak istediğin söz nedir? Her şey olur.
Taeyeon: Çok geniş bir konu. Ne güzel olurdu ki? Ah, “Doğal ve sakin, tıpkı su akışı gibi” bu sözleri yazın. (Gülüyor)

*********

“Tiffany ile ikimiz Amerika’ya daha önce seyahat ettik. Florida’da Disney World’e gittik. İkimiz de Walt Disney’in çok büyük hayranıyız. Bunu birlikte planladık ve hazırlandık, menajer ya da başka birinin yardımı olmadan. Tek başınıza seyahat etmek yeni bir deneyimdi. Çok fazla anı edindik, ve benim için o gezi en hatırlanası gezi oldu.”

Kaynak: CeCi,  DC Inside
Eng Trans: Sonexstella
Çeviri: Gülsüm

Seohyun GRAZIA Eylül Sayısı Röportajı

tumblr_ocaa11jUQT1v7kh85o4_400.png

 

“Seohyun, kimsin sen?”

Kameralara alışılmadık bir şekilde yakalanan bir kadın. Ona doğrudan dikkatlice baktığınızda, uzun bir süre sonra Seohyun’un gerçek kendini görebildik.

“Çıkış yaptığımız o ilk günlerde, nasıl uygunsuz olmamak için çok uğraştıysam, bugünlerde de nasıl rahat olacağımı öğrenmek için öyle uğraşıyorum.”

Soru: SNSD Seohyun olarak yaşamak nasıl hissettiriyor?
Seohyun: Hahaha. Aynı gibi. Çok farklı bir şey yok… Destek de var karşı çıkan da.

Soru: Karşı çıkan mı?
Seohyun: Çok olmuyor ama bazen insanların engellemeye takıntılı olduğu zamanlar var. İnsanların daha beni tanımadan “Seohyun şöyle şöyledir.” diye ön yargılı olduğu çok örnek var. Başka bir yönden iyi bakış açıları da oluyor ama diğer bir yandan bu yüzden çok fazla pişmanlık da duyuluyor.

Soru: Şimdiye dek bize gösterdiğin görünüşünden çok mu farklısın?
Seohyun: Eğer benimle zaman geçirirseniz düşünceleriniz hemencecik değişiverir. Ama ilk tanıştığım insanlara benim hakkımda şimdiye kadar ne biliyorlarsa onu göstermem gerekir, her şeyi değil. Bu yüzen çoğu zaman “Bir kez daha mı en baştan başlamam gerekiyor?” diye düşünüyorum. (Gülüyor) Neyse ne, bu ayrıca olduğum kişinin bir parçası ve ben bunu seviyorum. Haha

Soru: Gerçek Seohyun’un sahip olduğu görünüş nasıl bir tarza sahip peki?
Seohyun: Beni çok iyi tanıyan insanlar kişiliğim için dürüst ve eğlenceli diyor. Ayrıca komik olduğumu da söylüyorlar. Bazen de tuhaf olduğumu. Ama bunlar ilk başta gösterebileceğiniz yanlarınız değil. Önceleri biraz utangaç olurum. Dürüst olmak gerekirse şimdiye dek gördüğünüz imajımdan farklı olarak aslında aptal biri olmaya daha yakınım. (Gülüyor)

Soru: Ne olursa olsun Seohyun diyince, akıllı maknae imajın çok güçlü. Görünen o ki erdemli bir hayat yaşadın, peki hayatında tecrübe ettiğin en büyük yoldan çıkma anı neydi?
Seohyun: Mmm… Geçenlerde Amerika’ya seyahat ettiğimizde araba sürmeye kalkıştım!

Soru: Araba sürmek pek yoldan çıkmak gibi değil sanki?
Seohyun: Ama ne zaman araba süreceğim desem, insanlar en başından beni sürmemeye ikna etmeye çalışıyor. Şehir merkezi olarak LA de araba sürmek için pek kolay bir yer değil gibi.

Soru: Amerika’da trafik yasaları da bizim ülkemizden çok farklı gibi.
Seohyun: Evet. Sola dönüyorum sinyali vermeden sola dönmeniz gerekiyor. Araba süreceğim dediğimde Amerikan arkadaşım bunun ciddi manada çok tehlikeli olduğunu söyledi ve içime bir korku saldı. Dediler ki eğer polis arabamı kenara çekmemi söylerse arabayı yolda durdurmam ve ellerim başımın üstündeyken arabadan çıkmam gerekiyormuş. Hatta bunun provasını bile yaptım. Haha.

Soru: Sürüş nasıl hissettirdi peki?
Seohyun: İyi bir ruh halindeydim, üstü açık bir arabada hız yaptım. Trafik kurallarına da güzelce uydum. Kazasız belasız geri geldim. (Gülüyor)

 

tumblr_ocaa11jUQT1v7kh85o3_400.png

 

Soru: Menajer olmadan yalnız başına seyahat ettiğini duyduk?
Seoyun: Menajerlerin her zaman yardım etmesini ve korumacı olmasını seviyorum ama bu beni biraz da endişelendiriyor. Zamanı gelince her şeyimi menajerler olmadan kendi başıma yapmam gerektiğinde ne yapacağım diye endişeleniyorum, bu benim hayatım olacak. O yüzden körü körüne öylece gittim. Oraya gittiğimde sorunları teker teker çözmem gerekince şaşırtıcı bir şekilde eğlenceli oldu.

Soru: Yakında yeni dizi <Moon Lovers: Scarlet Heart Ryeo> yayınlanacak. Kadroda birçok genç ve popüler star var, çok ilgi çekiyor.
Seoyun: Oyuncular birbiriyle çok güzel uyum sağladı cidden ve setteki atmosfer sanki üyelik eğitimi gibi. Açık havada çekilen çok fazla sahne var, bir kez bir araya gelince birkaç gün birbirimizin yanında kalıyoruz. O yüzden otomatik olarak yakınlaştık.

Soru: Çekimlerden sonra herkes toplanıp takılmakla meşgul olsa gerek.
Seohyun: Benim karakterim 7’inci bölümde geliyor bu yüzden ben çekimlere garip bir zamanda başladım. Diğer oyunculara kıyasla daha geç katılmam pişmanlık vericiydi. Ama herkes mutlu bir şekilde “Neden şimdi geldin sen?” diyerek selamladı beni, böylece alışmak benim için de güzel oldu. (Gülüyor)

Soru: Erkek oyuncuların (tepkisinin) oranı olağanüstü büyüktür diye düşünüyorum.
Seohyun: Hahaha. Herkes çok kibardı ve hepsini sevdim cidden.

Soru: Bu sefer nasıl bir karakterle karşılaşacağız?
Seohyun: Baekje’den sonraki son prenses, Woohe rolündeyim. Baekje’nin çöküşünü getiren Goryeo Taejo’suna suikast düzenlemek için prenses kimliğinden vazgeçmiş bir karakter. Onu öldürmek için gisaeng olarak içeri sızıyor. Bıçak dansı yaparken.

Soru: Yoksa sonunda erotik hisler uyandıran bir Seohyun ile mi tanışıyoruz?
Seohyun: Hahahaha. Erotik hislerden çok tehlike içeren dik bakışlarla tanışmanız daha mümkün gibi. Ne olursa olsun onu öldüreceğimi söyleyen dik bakışlar  (Gülüyor)

Soru: Gerçekten hayal edemiyoruz.
Seohyun: Bir katil ya da casus benim gerçekten oynamak istediğim bir roldü. Yani dileğim sonunda yerine getirilmiş oldu. Bu iş için at binme ve bıçak dansı öğrendim, bunun için minnettarım çünkü eğlenceli hobiler edinmiş oldum. At binmeyi kendime çok uygun buldum. Hatta atla çok yakın olduk, o atı onlardan satın almak istediğimi söyledim (Gülüyor)

Soru: Şaşırtıcı bir şekilde aktif olmalısın.
Seohyun: Dengeli olmaya yatkınım. Etrafta gezinmeyi seviyorum ama eğer evde yalnız olmak istiyorsam da evde kendi başıma zaman geçiriyorum. İzinli olduğum günlerde arkadaşlarımla buluşuyoruz ve Han Nehri’ne gidiyoruz. Ya da orada burada keşfe çıkıyoruz.

Soru: İnsanlar seni fark etmiyor mu?
Seohyun: Şaşırtıcı ama cidden tanımıyorlar. Belki de bol kıyafetler giyip maske taktığım içindir.

Soru: “Ne~ Bu Seohyun olabilir mi?” diye düşünüyor olmalılar.
Seohyun: “Ah? Şu kız Seohyun’a benziyor.”, “Hey, imkansız… Seohyun böyle gözükmüyor ki?” gibi bu şekilde çok fazla konuşma duyuyorum. Hatta bazen dönüp “Merhaba ben Seohyun!” diyesim geliyor. (Gülüyor)

Soru: Oyunculuğa ilk adımını <Moon Embracing the Sun> müzikalinde atmıştın.
Seohyun: Bir şarkıcı olarak hazırlanmaya başladığımdan beri müzikalleri sevmişimdir. Belirsiz bir şekilde oyunculuğu da denemek istediğimi de düşünmüştüm. Müzikallerden birçok teklif aldım ama öylece aceleyle yapamadım. Zaman zaman Ock Juhyun unnienin davetiyle müzikaller izledim ama bunu güzelce yapabileceğim konusunda kendime güvenim yoktu. Ama sonradan büyük bir hırsla oynadım.

Soru: Müzikallerin cazibesi hakkında ne düşünüyorsun?
Seohyun: Hayatımda ilk kez bir müzikal gördüğümde “Böyle bir dünya nasıl var olabilir?” diye düşünmüştüm ve şok geçirmiştim (Gülüyor) TV dizilerinden farklı olarak canlıydı. Ne zaman duygular yükselse müzik geliyordu, müthişti. Sadece tek bir nedene bağlayamıyorum ama müzikaller hakkında her şeyi çok seviyorum cidden.

Soru: Günün birinde denemek istediğin bir karakter var mı?
Seohyun: Tabii ki. Çok fazla var. Her zaman oynamak istediğim rol Wicked’dan Glinda. Gerçekten Glinda olmak istiyorum, hatta ses dersleri bile aldım. Sonra Chicago’dan Roxie de gerçekten denemek istediğim rollerden biri.

Soru: Glinda’ya gerçekten çok uyarsın bence de.
Seohyun: Değil mi ama? Hahaha.

Soru: Bir SNSD üyesisin ve müzikal oyuncususun, şimdi ise bir dizide yer alıyorsun. Bu enerji nereden geliyor?
Seohyun: Zaman zaman değişiyor ama sanıyorum ki ailem benim en büyük güç kaynağım. Ve küçüklüğümden beri birlikte olduğum 4 tane çok yakın arkadaşım var. Onlarla birlikteyken SNSD Seohyun değilim, normal insan Seo Juhyun olarak yaşayabiliyorum. Kariyerim yüzünden her an mükemmel bir görüntü sergilemem gerekiyor, ancak arkadaşlarımla olduğumda sıradan bir insan olmaya geri dönüyorum.

Soru: O çıkış yaptığın ilk günleri düşününce senin o erdemli ve dik duruşun cidden hatırlanası.
Seohyun: Doğrusu o zamanlar “Uyumsuz, itaatsiz olamazsın!” diyen kalbim çok büyüktü. “Eğer zamanımı düzgün bir şekilde harcamazsam hayatım mahvolur.” diye düşünürdüm. (Gülüyor) Tabii ki o hallerim hala devam ediyor ama zamanla “Bu kadar kasmama da gerek yok ki” demeyi öğrendim.

Soru: Sonuç olarak kalbinin daha da rahat bir hal aldığını kastediyor olmalısın.
Seohyun: Doğru. Ama gençken yaşadığım hayatımdan da pişman değilim. Denedim ve şu an biliyorum ki cevap bu değil, böylece büyüdüm işte.

Soru: Hayattaki bir sonraki hedefin nedir peki?
Seohyun: Film çekimi denemek istiyorum.

Soru: Geçenlerde EXO Chanyeol ile birlikte rol aldığın Çin filmi <So I Married an Anti-Fan> yayınlandı.
Seohyun: Bir dahaki sefere bir Kore filminde yer almak istiyorum. Artık bir kız çocuğu değilim, bir kadın oldum ve bu yönümü oyunculuk ile göstermek istiyorum. İnsanlar benim imajımı her zaman SNSD’nin maknaesi olarak gördü bu yüzden çok pişmanım. İnsanlara içimdeki farklı yönlerimi de göstermek istiyorum. Eğer oyunculuk ile imajımı değiştirebilirsem büyük bir şok yaratmaz mıyım?

Soru: Başlangıç olarak Grazia’nın Eylül sayısıyla ile göster onlara!
Seohyun: Sevdim bunu! Gelecekte bunu daha sık yapalım! (Gülüyor)

 

tumblr_ocaa11jUQT1v7kh85o1_400.png

 

************

Seohyun’un Zevki

Soru: Olgun mu, şen şakrak mı?
Seohyun: Mmm.. şen şakrak? Olgun yanımı büyük emekler sonucu var edebildim.

Soru: Bacak hatları mı, karın kasları mı?
Seohyun: Bacak hatları! Karın kaslarını sonradan yapabilirsin ama bacak hatları öyle değildir. Senin çizebileceğin hatlar değil. Ölçü olarak bununla doğmuş olman gerekir diye düşünüyorum.

Soru: Siyah mı, beyaz mı?
Seohyun: Tabii ki beyaz. Beyazı çok seviyorum ben. Dolabımdaki kıyafetlerimin %80’i beyazdır.

Soru: Çiçeksi mi, odunsu mu?
Seohyun: Çok sık değişmeye müsait. Gençken tozlaşan kokuları severdim. Daha sonra vanilya gibi tatlı kokuları sevmeye başladım. Şimdi ise eminim ki odunsu kokular beni bulacaktır, değil mi? (Gülüyor)

Soru: Senden büyük erkek mi, genç erkek mi?
Seohyun: Büyük! Asla ama asla genç bir erkekle birlikte olamam. Bana göre değil! Uh ooh~

Kaynak: Grazia
Eng Trans: Sonexstella@tumblr
Çeviri: Gülsüm

Taeyeon BEAUTY+ Eylül Sayısı Röportajı

“Çok Taeyeon’umsu Bir Öğleden Sonra…”

 

14045635_878633638934742_2479631562996870301_n

 

Taeyeon, halen ürkekliğini elinde tutan bir kız. Şimdi ışıklar arasındaki boşlukta öylece miskin miskin gözler önüne serilen Taeyeon’un zamanı.

Sahne Arkası

Eğer Taeyeon’la ilgili makaleyi merak ediyorsanız, dikkat kesilin. Taeyeon’un gizli silahı olarak bilinen cilt bakımını ve makyajını gözler önüne sereceğiz.

Taeyeon’un Güzel Güzellik Sırları

Taeyeon, yeni bitirdiği solo konserlerinden sonra şu an zamanını dinlenerek harcıyor. Kendisine cildinin normal bakımı nasıl devam ettirerek güzelliğini korumasını ve makyajını nasıl yaptığını sorduk.

Soru: Merhaba Taeyeon. Son zamanlarda neler yapıyorsun?
Taeyeon: Solo konserimi bitirdikten sonra, vaktim olduğunda vücudumun kondisyonunu kontrol edip, gücümü yeniden topluyorum. Ayrıca gelecek albümüm için çalışıyorum.

Soru: Günlük makyajın ve bir şarkıcı olarak sahnede olduğun zamanki makyajın arasında fark olduğunu biliyoruz. Normalde nasıl bir makyaj yapmayı seviyorsun?
Taeyeon: Sahnede olduğum zaman ışıltılı makyajlar yapıldığından normalde hafif makyaj yapmaktan keyif alıyorum. Cildimde nemli ve hafif rötuşlar olmasını seviyorum ve kaşlarımın boş kısımlarını dolduruyorum sadece. Dudağıma da çok hafifçe renk veriyorum. Vaktim varsa da, allık ile parlaklık veriyorum.

Soru: Şu günlerde, kontür makyaj çok popüler. Kontür makyajı seviyor musun sen de?
Taeyeon: Nature Republic’in Çok Yönlü Touch Stick’ini* kullanmayı seviyorum. Bu ürünü kapatıcı, vurgulayıcı, allık ya da gölgelendirici olarak farklı şekillerde kullanabiliyorsunuz. Hafifçe ve kolayca uygulanıyor, böylece çok hızlı bir şekilde kontür makyajını tamamlayabiliyorsunuz.

 

 

14051745_878649052266534_2175212848055423368_n

 

 

Soru:Cilt bakımından bahset bizlere. En sevdiğin cilt bakım ürünü nedir?
Taeyeon:Nature Republic’in Ginseng Royal Silk Watery Cream* ürününü seviyorum. Her şeyden önce, dokusu hafif ve ginseng özü gibi cilde iyi gelen birçok ilaç benzeri maddeler içeriyor, bu yüzden cildimin iyi olmadığı zamanlarda bol bol bu ürünü sürüp yatıyorum. Ertesi sabah cildim inanılmayacak derecede parlak ve nemli oluyor.

Soru: Kıskandığın bir cilt tipi var mı?
Taeyeon:Çok uzun zamandır makyaj yaptığımdan, esnekliğe dikkat ederim. En kıskandığım cilt tipi de, iyi bir ten rengine sahip sıkı bir cilttir.
Soru: Sahnedeyken ağır makyajlar oluyor yüzünde. Nasıl bir temizleme ürünü kullanıyorsun?
Taeyeon: Tahriş etmeyen bir krem kullanıyorum. Cildim incelmeye müsait olduğundan nazikçe temizlemek için elimden geleni yapıyorum.

Soru:Normalde saçlarını sarıya boyamayı tercih ediyorsun. Seviyor musun peki sarışın olmayı? Başka bir sefere, hangi renge boyamak istersin saçını?
Taeyeon:Görüntüm saç rengime göre epey bir değişiyor, bu yüzden bunun üzerine çok düşünürüm her zaman. Sarı saçı sevmem için kayda değer bir sebebim yok. SNSD üyelerim ve çevremdeki insanlar, parlak renklerin bana daha iyi uyduğunu söylüyor. Mmm… Eğer saç rengimi değiştirecek olursam, durgun ve koyu kahverengi rengini denemeyi isterim.

Soru:Yoğun programın nedeniyle kişisel bakımına zamanın olmuyordur. Evde ne tür bakımlar yaptığını merak ediyoruz.
Taeyeon: Taşınabilir bir masaj aletim var, yanımda taşıyıp kullanıyorum. Cilt kalitesi önemlidir, fakat güçlü bir cilde sahip olabilmek için vücudunuzun dolaşımının iyi olması gerekir. Güç toplarken, sakin bir kalp ile iç güzelliği üzerine çalışıyorum.

 

Kaynak: Beauty+
Eng Trans: Sonexstella@tumblr
Çeviri: Merve