“Seohyun, kimsin sen?”
Kameralara alışılmadık bir şekilde yakalanan bir kadın. Ona doğrudan dikkatlice baktığınızda, uzun bir süre sonra Seohyun’un gerçek kendini görebildik.
“Çıkış yaptığımız o ilk günlerde, nasıl uygunsuz olmamak için çok uğraştıysam, bugünlerde de nasıl rahat olacağımı öğrenmek için öyle uğraşıyorum.”
Soru: SNSD Seohyun olarak yaşamak nasıl hissettiriyor?
Seohyun: Hahaha. Aynı gibi. Çok farklı bir şey yok… Destek de var karşı çıkan da.
Soru: Karşı çıkan mı?
Seohyun: Çok olmuyor ama bazen insanların engellemeye takıntılı olduğu zamanlar var. İnsanların daha beni tanımadan “Seohyun şöyle şöyledir.” diye ön yargılı olduğu çok örnek var. Başka bir yönden iyi bakış açıları da oluyor ama diğer bir yandan bu yüzden çok fazla pişmanlık da duyuluyor.
Soru: Şimdiye dek bize gösterdiğin görünüşünden çok mu farklısın?
Seohyun: Eğer benimle zaman geçirirseniz düşünceleriniz hemencecik değişiverir. Ama ilk tanıştığım insanlara benim hakkımda şimdiye kadar ne biliyorlarsa onu göstermem gerekir, her şeyi değil. Bu yüzen çoğu zaman “Bir kez daha mı en baştan başlamam gerekiyor?” diye düşünüyorum. (Gülüyor) Neyse ne, bu ayrıca olduğum kişinin bir parçası ve ben bunu seviyorum. Haha
Soru: Gerçek Seohyun’un sahip olduğu görünüş nasıl bir tarza sahip peki?
Seohyun: Beni çok iyi tanıyan insanlar kişiliğim için dürüst ve eğlenceli diyor. Ayrıca komik olduğumu da söylüyorlar. Bazen de tuhaf olduğumu. Ama bunlar ilk başta gösterebileceğiniz yanlarınız değil. Önceleri biraz utangaç olurum. Dürüst olmak gerekirse şimdiye dek gördüğünüz imajımdan farklı olarak aslında aptal biri olmaya daha yakınım. (Gülüyor)
Soru: Ne olursa olsun Seohyun diyince, akıllı maknae imajın çok güçlü. Görünen o ki erdemli bir hayat yaşadın, peki hayatında tecrübe ettiğin en büyük yoldan çıkma anı neydi?
Seohyun: Mmm… Geçenlerde Amerika’ya seyahat ettiğimizde araba sürmeye kalkıştım!
Soru: Araba sürmek pek yoldan çıkmak gibi değil sanki?
Seohyun: Ama ne zaman araba süreceğim desem, insanlar en başından beni sürmemeye ikna etmeye çalışıyor. Şehir merkezi olarak LA de araba sürmek için pek kolay bir yer değil gibi.
Soru: Amerika’da trafik yasaları da bizim ülkemizden çok farklı gibi.
Seohyun: Evet. Sola dönüyorum sinyali vermeden sola dönmeniz gerekiyor. Araba süreceğim dediğimde Amerikan arkadaşım bunun ciddi manada çok tehlikeli olduğunu söyledi ve içime bir korku saldı. Dediler ki eğer polis arabamı kenara çekmemi söylerse arabayı yolda durdurmam ve ellerim başımın üstündeyken arabadan çıkmam gerekiyormuş. Hatta bunun provasını bile yaptım. Haha.
Soru: Sürüş nasıl hissettirdi peki?
Seohyun: İyi bir ruh halindeydim, üstü açık bir arabada hız yaptım. Trafik kurallarına da güzelce uydum. Kazasız belasız geri geldim. (Gülüyor)
Soru: Menajer olmadan yalnız başına seyahat ettiğini duyduk?
Seoyun: Menajerlerin her zaman yardım etmesini ve korumacı olmasını seviyorum ama bu beni biraz da endişelendiriyor. Zamanı gelince her şeyimi menajerler olmadan kendi başıma yapmam gerektiğinde ne yapacağım diye endişeleniyorum, bu benim hayatım olacak. O yüzden körü körüne öylece gittim. Oraya gittiğimde sorunları teker teker çözmem gerekince şaşırtıcı bir şekilde eğlenceli oldu.
Soru: Yakında yeni dizi <Moon Lovers: Scarlet Heart Ryeo> yayınlanacak. Kadroda birçok genç ve popüler star var, çok ilgi çekiyor.
Seoyun: Oyuncular birbiriyle çok güzel uyum sağladı cidden ve setteki atmosfer sanki üyelik eğitimi gibi. Açık havada çekilen çok fazla sahne var, bir kez bir araya gelince birkaç gün birbirimizin yanında kalıyoruz. O yüzden otomatik olarak yakınlaştık.
Soru: Çekimlerden sonra herkes toplanıp takılmakla meşgul olsa gerek.
Seohyun: Benim karakterim 7’inci bölümde geliyor bu yüzden ben çekimlere garip bir zamanda başladım. Diğer oyunculara kıyasla daha geç katılmam pişmanlık vericiydi. Ama herkes mutlu bir şekilde “Neden şimdi geldin sen?” diyerek selamladı beni, böylece alışmak benim için de güzel oldu. (Gülüyor)
Soru: Erkek oyuncuların (tepkisinin) oranı olağanüstü büyüktür diye düşünüyorum.
Seohyun: Hahaha. Herkes çok kibardı ve hepsini sevdim cidden.
Soru: Bu sefer nasıl bir karakterle karşılaşacağız?
Seohyun: Baekje’den sonraki son prenses, Woohe rolündeyim. Baekje’nin çöküşünü getiren Goryeo Taejo’suna suikast düzenlemek için prenses kimliğinden vazgeçmiş bir karakter. Onu öldürmek için gisaeng olarak içeri sızıyor. Bıçak dansı yaparken.
Soru: Yoksa sonunda erotik hisler uyandıran bir Seohyun ile mi tanışıyoruz?
Seohyun: Hahahaha. Erotik hislerden çok tehlike içeren dik bakışlarla tanışmanız daha mümkün gibi. Ne olursa olsun onu öldüreceğimi söyleyen dik bakışlar (Gülüyor)
Soru: Gerçekten hayal edemiyoruz.
Seohyun: Bir katil ya da casus benim gerçekten oynamak istediğim bir roldü. Yani dileğim sonunda yerine getirilmiş oldu. Bu iş için at binme ve bıçak dansı öğrendim, bunun için minnettarım çünkü eğlenceli hobiler edinmiş oldum. At binmeyi kendime çok uygun buldum. Hatta atla çok yakın olduk, o atı onlardan satın almak istediğimi söyledim (Gülüyor)
Soru: Şaşırtıcı bir şekilde aktif olmalısın.
Seohyun: Dengeli olmaya yatkınım. Etrafta gezinmeyi seviyorum ama eğer evde yalnız olmak istiyorsam da evde kendi başıma zaman geçiriyorum. İzinli olduğum günlerde arkadaşlarımla buluşuyoruz ve Han Nehri’ne gidiyoruz. Ya da orada burada keşfe çıkıyoruz.
Soru: İnsanlar seni fark etmiyor mu?
Seohyun: Şaşırtıcı ama cidden tanımıyorlar. Belki de bol kıyafetler giyip maske taktığım içindir.
Soru: “Ne~ Bu Seohyun olabilir mi?” diye düşünüyor olmalılar.
Seohyun: “Ah? Şu kız Seohyun’a benziyor.”, “Hey, imkansız… Seohyun böyle gözükmüyor ki?” gibi bu şekilde çok fazla konuşma duyuyorum. Hatta bazen dönüp “Merhaba ben Seohyun!” diyesim geliyor. (Gülüyor)
Soru: Oyunculuğa ilk adımını <Moon Embracing the Sun> müzikalinde atmıştın.
Seohyun: Bir şarkıcı olarak hazırlanmaya başladığımdan beri müzikalleri sevmişimdir. Belirsiz bir şekilde oyunculuğu da denemek istediğimi de düşünmüştüm. Müzikallerden birçok teklif aldım ama öylece aceleyle yapamadım. Zaman zaman Ock Juhyun unnienin davetiyle müzikaller izledim ama bunu güzelce yapabileceğim konusunda kendime güvenim yoktu. Ama sonradan büyük bir hırsla oynadım.
Soru: Müzikallerin cazibesi hakkında ne düşünüyorsun?
Seohyun: Hayatımda ilk kez bir müzikal gördüğümde “Böyle bir dünya nasıl var olabilir?” diye düşünmüştüm ve şok geçirmiştim (Gülüyor) TV dizilerinden farklı olarak canlıydı. Ne zaman duygular yükselse müzik geliyordu, müthişti. Sadece tek bir nedene bağlayamıyorum ama müzikaller hakkında her şeyi çok seviyorum cidden.
Soru: Günün birinde denemek istediğin bir karakter var mı?
Seohyun: Tabii ki. Çok fazla var. Her zaman oynamak istediğim rol Wicked’dan Glinda. Gerçekten Glinda olmak istiyorum, hatta ses dersleri bile aldım. Sonra Chicago’dan Roxie de gerçekten denemek istediğim rollerden biri.
Soru: Glinda’ya gerçekten çok uyarsın bence de.
Seohyun: Değil mi ama? Hahaha.
Soru: Bir SNSD üyesisin ve müzikal oyuncususun, şimdi ise bir dizide yer alıyorsun. Bu enerji nereden geliyor?
Seohyun: Zaman zaman değişiyor ama sanıyorum ki ailem benim en büyük güç kaynağım. Ve küçüklüğümden beri birlikte olduğum 4 tane çok yakın arkadaşım var. Onlarla birlikteyken SNSD Seohyun değilim, normal insan Seo Juhyun olarak yaşayabiliyorum. Kariyerim yüzünden her an mükemmel bir görüntü sergilemem gerekiyor, ancak arkadaşlarımla olduğumda sıradan bir insan olmaya geri dönüyorum.
Soru: O çıkış yaptığın ilk günleri düşününce senin o erdemli ve dik duruşun cidden hatırlanası.
Seohyun: Doğrusu o zamanlar “Uyumsuz, itaatsiz olamazsın!” diyen kalbim çok büyüktü. “Eğer zamanımı düzgün bir şekilde harcamazsam hayatım mahvolur.” diye düşünürdüm. (Gülüyor) Tabii ki o hallerim hala devam ediyor ama zamanla “Bu kadar kasmama da gerek yok ki” demeyi öğrendim.
Soru: Sonuç olarak kalbinin daha da rahat bir hal aldığını kastediyor olmalısın.
Seohyun: Doğru. Ama gençken yaşadığım hayatımdan da pişman değilim. Denedim ve şu an biliyorum ki cevap bu değil, böylece büyüdüm işte.
Soru: Hayattaki bir sonraki hedefin nedir peki?
Seohyun: Film çekimi denemek istiyorum.
Soru: Geçenlerde EXO Chanyeol ile birlikte rol aldığın Çin filmi <So I Married an Anti-Fan> yayınlandı.
Seohyun: Bir dahaki sefere bir Kore filminde yer almak istiyorum. Artık bir kız çocuğu değilim, bir kadın oldum ve bu yönümü oyunculuk ile göstermek istiyorum. İnsanlar benim imajımı her zaman SNSD’nin maknaesi olarak gördü bu yüzden çok pişmanım. İnsanlara içimdeki farklı yönlerimi de göstermek istiyorum. Eğer oyunculuk ile imajımı değiştirebilirsem büyük bir şok yaratmaz mıyım?
Soru: Başlangıç olarak Grazia’nın Eylül sayısıyla ile göster onlara!
Seohyun: Sevdim bunu! Gelecekte bunu daha sık yapalım! (Gülüyor)
************
Seohyun’un Zevki
Soru: Olgun mu, şen şakrak mı?
Seohyun: Mmm.. şen şakrak? Olgun yanımı büyük emekler sonucu var edebildim.
Soru: Bacak hatları mı, karın kasları mı?
Seohyun: Bacak hatları! Karın kaslarını sonradan yapabilirsin ama bacak hatları öyle değildir. Senin çizebileceğin hatlar değil. Ölçü olarak bununla doğmuş olman gerekir diye düşünüyorum.
Soru: Siyah mı, beyaz mı?
Seohyun: Tabii ki beyaz. Beyazı çok seviyorum ben. Dolabımdaki kıyafetlerimin %80’i beyazdır.
Soru: Çiçeksi mi, odunsu mu?
Seohyun: Çok sık değişmeye müsait. Gençken tozlaşan kokuları severdim. Daha sonra vanilya gibi tatlı kokuları sevmeye başladım. Şimdi ise eminim ki odunsu kokular beni bulacaktır, değil mi? (Gülüyor)
Soru: Senden büyük erkek mi, genç erkek mi?
Seohyun: Büyük! Asla ama asla genç bir erkekle birlikte olamam. Bana göre değil! Uh ooh~
Kaynak: Grazia
Eng Trans: Sonexstella@tumblr
Çeviri: Gülsüm