SONE, Birlik Olma Vakti!

Öne Çıkan

@Oniontaker:

“Uzun bir süredir fan olanlar muhtemelen beni tanıyorsunuzdur.

Belki birçoğunuz davranışlarımdan hoşnut olmayabilir ama özümde nasıl olduğumu bilirsiniz. Ayrıca gerçekleşen her ciddi olayda yazdıklarıma inanıp inanmamak da size kalmış biliyorsunuz.

Aramıza yeni katılanlar; merhaba ve hoş geldiniz. Yakında zor zamanlar geçirecek olan bu fandomdan geri kalanlanlara yetişmeye çalışın.

Bunu yazmadan önce Twitter’da hızlıca dolaştım ve bence pek çok insan önceki tweetlerimin ana fikrini ya direkt olarak ya da benle aynı fikirde olan SONE’lar aracılığıyla kavramış. Bu yazının nerede başladığını bilmeniz teşvik edici.

Olayları olabildiğince hızlı bir şekilde birbirine kabaca bağlamaya çalışacağım. Çünkü SM’in medya üzerinde oynadığı oyunlarına bu kadar çabuk başlamasına gerçekten hazır değildim. Geriye baktığımızda, oldukça aptalca olduğunu fark ettim. Buna çok daha önceden hazırlanmalıydım bu yüzden de sizden bunun için özür dilerim. Şimdi olayları ön plana çıkarmaya çalışacağım. Zira gerçek hayattaki iş sorumluluklarımla beraber fandom içerisinde araştırma yapmak zor bir görev. En komik kısmı da daha geçenlerde Singapur’daki bir arkadaşımla şu “bir haftalık promosyon” olayı hakkında mesajlaşıyorduk. Beni gafil avladı.

Yazıya başlamadan özür diliyorum çünkü anlatacaklarım ayrıntılı bir açıklama olmayacak, sadece olayları özetleyeceğim. Burada konuşulacaklar, her üyeyle yapılan sözleşmelerin veya uzlaşmaların ayrıntıları hakkında olmayacak: çünkü o konu hedef şaşırtmak için ortaya atıldı.

Lütfen tıpkı fandomun eski günlerinde olduğu gibi anlayışla bulunduğum konumu anlamaya çalışın.

Size Olayları Hızlıca Özetleyeyim

SM’in kontratları ve anlaşmaları, nasıl çalıştığını ben ortaya çıkarana kadar büyük ölçüde gizlilik içerisindeydi. Ve şanslıyım ki bunun artık genel bir bilgi olarak yayılması benim işimi kolaylaştırıyor.

  • SM genelde ilk başta sanatçılarıyla 5 yıllık sözleşme yapar.

  • Daha sonra sanatçılara ilk yaptıkları anlaşmadan tamamen farklı maddeler içeren 3 yıllık bir uzatma teklif edilir. (onlar için çok daha iyi şartlara sahip olan bir anlaşma)

  • Sanatçılarla bireysel olarak anlaşılır.

  • SNSD’nin durumunda, birçok sanatçıda olduğu gibi, anlaşmaya aileleri de dahil olur. (Kore’nin kıdem ve hiyerarşi sistemleri yüzünden genç sanatçılarla ve ajans arasında anlaşmaya varmak oldukça zordur.)

  • Maddeler genel hatlarıyla her çalışma yılının başında orijinal sözleşmenin çerçevesinde yeniden görüşülür.

  • Süresi dolan esas yenileme anlaşmaları da yılın başında tamamlanır. (SNSD’nin 2014’ten 2017’ye kadar yaptığı gibi )

 Ocak ayı her SM sanatçısı için oldukça zorlu geçer.

Olayların Başlangıcı Hangi Tarihe Uzanıyor?

Kendinizi 2014’e götürün. Sanırım haberi yayan ilk kişi bendim o sırada.

Normalde SM bu işleri Ocak ayının sonlarına doğru halletmiş olmak ister ama SM Jessica’yla şartları kararlaştırmanın sonlarında olduğu için, bu süre biraz daha uzamış oldu.

SM’in 2014’ün ocağında durumu çok iyiydi. ‘I Got A boy’ kritiklerden övgü ve ilgi almıştı, bütün ödülleri kazanmışlardı, albüm satışları ve bütün SNSD ürünleri silinip süpürülüyordu…

Daha da önemlisi, gruptan ayrı olarak farklı alanlarda başarılı olabileceklerini kanıtlamışlardı.

Şartların detaylarına giremem ama anlayın ki SM o zaman onlara güzel ve rahat bir anlaşma vermişti. Sonra senenin sonuna doğru olanlar yüzünden herşey tepetaklak oldu. OT8 ve Golden Star’lar ne kadar birilerini suçlarsa suçlasın, bu zamana kadar aynı şeyi düşündüğüm ve görme ayrıcalığına sahip olduğum büyük resim, ne SNSD ne Jessica’nın o zaman olanlardan dolayı suçlu bulunamayacağıydı. Bu konuya değinmek istememiştim ama olayların gidişatında bir yeri olduğu için söylemek zorundayım. Söyledikten sonra da, öteki konuya geçmeden önce bunu bunun öneminin üzerinde ne kadar durursam o kadar iyi.

Kontratın kalan zamanında, SM’in Çin’i ve çıkış yapacak idolleri ilgilendiren büyük projeleriyle dikkati dağıldı.


SM’in içinde neler olup bittiğini bildiğini iddia eden herkese sorun ve size SM’in yeterince çalışanının olmadığını ve liderlerinin de büyük planlar ve düşünceler tarafından kolayca dikkatlerinin dağıldıklarını söyleyeceklerdir.

SNSD’yi tam anlamıyla kullanmamaları SM’in suçu fakat gelin de bunu bir de SM’ e anlatın.

Bu Yılın Olayları

2016’nın sonu ve Ocak ayına atlayalım, evet 2017’nin önemli ayı olan Ocak: SM önceki 3 yıldan istedikleriyle, 2017-2020 arasında alacaklarını dengelemek istiyor.

SNSD üyelerinin olabilecek en az karlı anlaşmayı kabul etmelerini istiyorlar.

SM şu anda birden fazla oyuna ev sahipliği yapıyor.

1. Kızlara ödül ve ceza: Kızlara SM’in SNSD’ye neler verebileceğini gösterip, bir anda ellerinden almak.

‘Oyunu oynarsan, her şey güzel kalacak’ ı gerçek hayatta görünce anlayacak kadar gangster filmi izlemişsinizdir.

Size bunu, yıllardır farklı şirketler tarafından uygulandığını gören biri olarak söylüyorum… bu da eğlence sektörü versiyonu.

2. Fanlara ödül ve ceza: Fanlara SNSD’den neler alabileceklerini gösterip, bir anda ellerinden almak.

Bizim heyecan dalgası içinde gaza gelip daha fazlasını talep etmemizi istiyorlar, hiçbir şeyden haberimiz olmadan, çünkü olayların sahne arkasında neler döndüğünü bilmiyoruz.

Size söylüyorum, ‘LÜTFEN KAL UNNİİEEE’ diye üyelere yalvarmak, SM’in eline koz vermek oluyor.

3. Böl ve fethet: Halk bu duruma bir şekilde tepkisiz kalacağından ve fanların da topluluk içerisinde mücadelede öncülük yapacağından, fandomları bölüp; fanların, üyelere SM’in istediklerini kabul etmeleri için baskı yapmalarını istiyorlar. Bunu aşağıda daha da derinden açıklayacağım.

Sanırım medyaya bazı üyelerin çoktan imzayı attıklarını duyurdular ve bu ‘teknik olarak’ doğru olsa da, buradaki ‘teknik olarak’ tehlikeli bir şekilde yanlış yönlendirici. Kontratlar her üye için farklı ve her üye farklı solo aktiviteler istediğinden (oyunculuk, şarkıcılık, şovlar vb.) bütün şartlar farklı. Durum oldukça karmaşık; SM de bu durumdan faydalanarak yanlış yönlendirici ve basit bir hikayeyle ‘bazı üyeler imza attı ama bazıları imzalamıyor’ diyerek kendini garanti altına alıyor

Şüphe içindeyken, SONE, nereye bakacağız.
Kızlara bakacağız.

Bu comeback sırasında, ne zaman kızlar birini ayırıyormuş gibi göründü?
Yaptıkları seçimlerden ve gösterdikleri tutumdan dolayı kimse birbirini suçlamıyor.
Birbirlerinin pozisyonlarına ne kadar saygı gösterdiklerini hissedebiliyorsunuz.
Grubun her bir üyesinin gerçek niyetine ne kadar güvendiklerini hissedebiliyorsunuz.

SM’in çizmek istediği bölünmüş bir grup resmi yalan.

SM, kafa karışıklığı ve iç kavgalar olmasını istiyor çünkü iç kavgaların nasıl bittiğini hepimiz biliyoruz: ana biaslarımızın tarafına akın ediyor ve diğer üyelerin kişisel fandomlarına suç atmak için parmak çeviriyoruz.

Bunun olmasına izin veremeyiz çünkü kızlara hiçbir şekilde faydasının dokunmayacağı kesin.

Birbirlerini herkesten iyi tanıyorlar ve onlara daha önce de güvendik.
Üyelerin birbirlerine olan güvenine, tekrardan kızlara güvenin.

‘Şu an için’ Paylaşabileceğim Detaylar

SM’in 31 Ocak’a kadar süreleri olduğu ultimatomunu vermesine rağmen, görüşme masasında olan üyeler boyun eğmeyi redd ediyor. Dürüst olmak gerekirse, Aralık’ta yeni kontratları konusunda ön görüşmeler yapılırken işler hiç de iyi görünmüyordu. OcaK ayının başlamasıyla işlerin kolay olmayacağı süratle anlaşıldı.

Yani SM’e karşı duruşlarını SEKİZ AY BOYUNCA koruyarak pes etmemeleri çılgınca: kızlarımız güçlü kadınlar ama bence, imzalayan üyelerin desteği olmadan da böyle bir şey yapamazlardı. Daha da çılgın olan şey ise, comeback dönemine kadar küçük adımlarla da olsa kazançlar elde etmek: adil olmayan kontratları daha adilleştirmek için değişiklikler yapmada başarılı oldular ama açıkçası, kontratlar hala adil değil.

SM ancak şimdi, kalan üç yıl için kısa dönemlik işlere boyun eğecekleri umarak, grup projelerini suratlarına sallıyor.

İlerideki Atılacak Adımlar

SNSD’yi K-pop endüstrisinden koparmak gibi büyük bir komplo teorisi yok.
K-pop bir iş ve şakamı mazur görürseniz, SM’in inceliği sayesinde de bunun iş tarafını görüyorsunuz.
Bu en iyi tabirle amacı uğruna tehlikeyi göze alma oyunu ve daha çok kapalı kapılar ardında çevirilen bir işmiş gibi geliyor.

SM bu tip oyunları her zaman oynamaz ama yaptıklarında da işler çirkinleşir.

Bütün bu promosyon döngüsü, programlardan çıkarılma.
O harika teaserlar ve mükemmel promosyonlarla dolu bir haftadan sonra gelişigüzel bir şekilde olayların dışında bırakılmak.
TV şovlarına inanılmaz rakamlar çekmek ve albüm satış hızının üretim hızını geçmesi.

Fanlar olarak, pasif olarak bile olsa, kızları karar almaları için acele ettirmemeli ve onlar üzerinde baskı kurmaya çalışmamalıyız.

SM, SONE’ı SNSD’ye karşı silah olarak kullanmak istiyor ve biz buna izin veremeyiz.

Doğru adımları atmaları için kızlara güvenin ve taraf tutmadan onları sevmeye ve desteklemeye devam edin.”

 

Kaynak: twitter/oniontaker via seoulcomplex
Düzenleyen: Ezgi
Çeviren: Özlem, Pelin

 

[171009] Tiffany, Sooyoung, Seohyun SM Şirketi’nden ayrılıyor… fakat “Girls’ Generation Dağılmayacak”

35645539014_f99e906591_o.jpg

Girls’ Generation üyeleri  Tiffany, Sooyoung ve Seohyun şirketleri SM Entertainment’ten  ayrılıyor.

9 Ekim’de  üç üyenin  SM’le olan kontratlarını yenilemeyeceklerini açıklandı. Bu sebeple Girls’ Generation’ın aktiviteleri muallakta kaldı.

Şirketin bir çalışanı durumu şöyle dile getirdi; “ Girls’ Generation, SM ve fanları için büyük bir anlam ifade eden değerli bir gruptur.” ve “Girls’ Generation grup olarak bütünlüğünü koruyacak. Fakat şirket değişikliği söz konusu olduğunda bir araya gelmeleri zorlaşacak. Buna rağmen üyeler  son kararın ne olacağına dair hala tartışmaktalar.”

SM’in açıklaması ise şöyle oldu; “ Girls’ Generation, SM ve fanları için büyük bir anlam ifade eden değerli bir gruptur.” ve “Üyeler grubu dağıtmak niyetinde değiller. Fakat kontratları bitmiş üyeler var. Bu durumda söz konusu Girls’ Generation’ın gelecek planları olduğundan üyelerle tartışmaya devam edecek ve temkinli kararlar alacağız.”

SM’den ayrılan üyeler arasından Tiffany Amerika’ya eğitim amaçlı gidecek, Sooyoung ve Seohyun ise oyunculuk kariyerleri üzerinde durmaya devam edecek.

Geçtiğimiz Ağustos’ta Girls’ Generation 10. yıl dönümünü kutlamak için 6. albümleri “Holiday Night”ı çıkarmıştı.

Kaynak: Naver

İngilizce Çeviri: @SonexStella

Çeviri: Pelin

[2017 Mart] Yoona – Allure Korea Röportajı

yoona

 

“Yoona’nın Gerçek Görüntüsü”

Bir idolken, oyuncu olarak yeni bir hayata başlayan Yoona Crocs markası için model olarak seçildi. İyimser bir enerjiyle dolup taşan Yoona’ya “Yoona gibi” olmanın ne anlama geldiğini sorduk.

MBC’nin “The King Love” dizisi ile ilk kez tarihi bir dizide rol alıyor olacaksın.
– Goryeo Hanedanlığı’ndan Han Eunsan isimli bir karakteri canlandırıyorum. Bu benim ilk tarihi dizim olduğundan dört gözle bekliyorum.

İlk tarihi dizi girişimin olduğu için biraz korkuyor da olmalısın.
-Şu an canlandırdığım karakter Eunsan’dansa The K2 “Anna” benim için daha büyük bir iddiaydı. Anna şimdiye dek canlandırdığım tüm karakterlerden tamamen farklıydı. Anna’dan sonra kabul edeceğim tüm o zorlu işler daha kolay gelecektir. Artık keyfini çıkarabildiğim sürece iddialardan korkmuyorum.

Canlandırdığın karakterler yelpazesi Confidential Assignment filmindeki Park Minyoung, The K2’daki Anna ve The King Loves’daki Eunsan ile daha da genişledi. Peki bunlardan hangisi gerçek Yoona’ya daha çok benziyor?
-Bu 3 karakterin de benim kişiliğime benzer yönleri var ama canlandırması en rahat olanı Confidential Assignment Minyoung’du. Günlük hayattaki normal konuşma tonumu ve hareketlerimi daha çok kullanabiliyordum.

İyimser ve ışık saçan bir enerjiyle dolup taşıyorsun. Böylece “Vitamin İnsan” olarak anılıyorsun. Bu pozitif enerjiyi sürdürmenin sırrı nedir?
-Olabilidiğinde kendimi eğlendirmeyi deniyorum ve dinlendiğim zamanlarda özgür olmaya çalışıyorum. Ne yapıyor olursanız olun eğer onu yaparken eğlenebiliyorsanız daha çok güler, daha çok pozitif düşünceye sahip olursunuz.

Im Yoona’nın gerçek yüzü bu mu yani? Bu “Yoona gibi” yanını devam ettirmek için ne yapıyorsun?
-Halka sergilediğim yanım da benim gerçek yüzüm. Bu yüzden, mükemmel olmayı isteme gibi düşüncelerim vardı. Ama bu durumun iyi olduğu zamanlar da var, yorucu olduğu zamanlar da. Daha rahat bir kalbe sahip olmak için çok uğraşıyorum.

Ayakkabı markası Crocs için modellik yaptığını duyduk.
-Genelde setteyken ya da bir programım varken Crocs ürünlerini giymekten zevk alıyorum, özellikle sevimli olanlarından. Ayrıca kendini rahatça ifade edebilme, çevredeki kötü bakışların ve düşüncelerin üstesinden gelebilme ile ilgili olan o “Olduğun Gibi Gel” kampanyalarını da seviyorum. Bunu kendimde de hissettiğim zamanlar oldu, ben de bu deneyimleri başkalarıyla da paylaşmak istiyorum.

Sahnede ya da ekranda, havaalanında ya da nerede olursa olsun; moda stilinle tüm dikkati üzerine çekiyorsun. Aradığın stil tam olark ne?
-En önemlisi kendine yakışan kıyafetleri bilmek ve fark edebilmek. Bir bütün görünümü verebilen basit parçaları seviyorum ben. Bu bahar, güzel ve parlak renklerle daha rahat ve günlük görünmeyi planlıyorum.

Kaynak: Allure Korea
Eng Trans: Sonexstella@twitter
Çeviri: Gülsüm

[Mart 2017] Sooyoung Sports Donga Röportajı

sooyoung

Sooyoung’un Gözünden Girls’ Generation’ın 10 Senelik Arkadaşlığı

5 Ağustos 2007 bir Pazar sabahı. Kızla, 45 kişilik otobüste Seoul Deungchon-dong SBS salonuna gitmekteler. İki gün önce çıkış single’ları “Into The New World” çıkmış olan grup SBS Inkigayo’daki ilk performaslarını yapmak üzere yoldaydı. Bakışları buluştuğunda ise göz yaşlarını tutamıyorlardı. Bakışlardan kaçabilmek için durmadan pencereden dışarıya bakıyor, fakat hiçbir şeyi doğru dürüst göremiyorlardı. O vakitler otobüs Girls’ Generation’ın fotoğrafıyla kaplanmıştı. Üyeler, iyi göremedikleri manzaraya bakmaya çalışıyor ve göz yaşlarını tutuyorlardı. Ve ilk sahnelerine gittiler. Göz yaşlarına hakim oldular, performanslarını tamamladılar. Bekleme odasına dönerkense gözleri teker teker yaşarmaya başladı. İlk performanslarını kutlamaya gelen ebeveynleri onlarla birlikte ağladı. Bu göz yaşları, kısasıyla üç buçuk, uzunuyla yedi yıl içinde durmadan akıtılanlardan daha samimiydi. Kızlar yurtlarına geri döndüler ve yine ağladılar. Sooyoung’la Seoul Cheongdam-dong’daki 21. SM Entertainment binasında buluştuğumuzda bize gülümseyerek; “Pencereden dışarıya bakışımı, burnumu çekişimi ve doğru dürüst bir şey görmediğimi hatırlıyorum. Tekme kısmını bile bir sene boyunca çalıştıktan sonra gerçekleştirdiğimiz bir sahneydi.” dedi. Sooyoung’un bahsettiği tekme kısmı “Into The New World”ün koreografisinin bir parçası.  

 

“Şimdiler de bile yurtdışı konserlerine gittiğimizde sohbet için aynı odada toplanıyoruz. Bir çok üyemiz hayatlarının üçte birini berbaber geçirdi. 10 yıllık arkadaşlığın sırrı, üyeler arasındaki ilgi ve saygı.” 

 

Takımınızı 10 yıl boyunca ayakta tutabilmenizin sırrı nedir ?

“Sırrımız, üyeler arasındaki yakın ilişki. Sadece işe dayanan basit bir ilişki değil, birbirimize arkadaş olarak da bağlıyız. Bu sayede uzun zaman boyunca ayakta kalabildik. Bir üyenin sırf diğerlerinden büyük olduğu için ya da onun gibi bir sebepten ötürü tüm kontrolü ele geçirme bir durumu olmuyor. Birbirimizin hoşlandığı ve hoşlanmadığı şeyleri biliyor, birbirimize saygı gösteriyoruz. Birbirimize ilgi alaka gösteriyor ve biribiri ve olduğu gibi kabul ediyoruz. Böylelikle de bu noktaya kadar gelebildik.” dedi.

10 sene olduğuna göre artık daha az sıklıkla mı görüşüyorsunuz?

“Hala birlikte paylaştığımız bir çok anımız var. 10 sene birlikte olmak çok büyük bir olay. Bir çok üyemiz, hayatlarının 3’te 1’ini birlikte geçirmiş. Şimdiki şirketimde (SM Entertainment) hayatımın yarısını geçirdim. Üyeler haricinde neredeyse hiç yaşıtım olan bir arkadaşım yok. Birbirimize aile, iş meselelerini, endişelerimizi herşeyimizi anlatırız. İşte üyelerin arkadaşlıkları böyle.”

Duydum ki ilk çıkış zamanlarınızda birbirinize günlük deneyimlerinizi anlatmak için bir zaman belirlemişsiniz.

“ Uzun bir süre boyunca “5 dakikalık konuşma”larımız vardı. Zorunlu olarak her gün birbirimize deneyimlerimizi aktarırdık. Her gün özet olarak o gün bizi üzen şeyleri, daha dikkatli olamamız gereken meseleleri ve geliştirmemiz gereken şeyler hakkında konuşurduk. (Yurtlarımızdan ayrıldıktan sonra) Kendimize ait evlerimiz oldu ve ailemizle daha çok vakit geçirmeye başladığımızdan, uzun bir süre devam ettirsek de bir süre sonra yapmayı bıraktık. Şimdilerde ise yurtdışına konsere gittiğimizde bir odada toplanıyor ve aynı eski günlerdeki gibi birbirimizle deneyimlerimizi paylaşıyoruz. ”

İlişkileriniz hakkında konuşuyor ve iş hakkında da (bireysel çalışmalarınız) tartışıyor musunuz?

 “ ‘Yarın ne giysem?’ gibi basit şeylerden tutun da, ‘böyle devam et, daha çok böyle yap’ diyerek çalışmalar hakkında öneriler vermeye kadar her şey hakkında konuşuruz. 10 senedir beraber olduğum, farklı bir sanatçının deneyimlerinizi dinlemek beni etkiliyor ve beni  hırslandırıyor.”   

Bir üye yeni bir çalışma yaptığında diğer üyeler, kendini yanına gidip onu desteklemek zorunda hissediyor mu ?”

 “Üyeler için paradan daha çok en önemli olan şey zaman. Geçenlerde bir hayır konseri verdim ve diğer üyelere gelmelerini rica ederken kötü hissettim. Çünkü onlardan değerli zamanlarını harcamalarını istemiş oluyorum. Fakat, Tiffany gelip bana; “Şimdi sen kötü hissedeceğin için soramazsın” dedi ve gelmek için kendi vaktini bana ayırdı. Ve de benimle birlikte performans yaptı. Diğer üyeler solo albüm çıkardığında ya da bir dizi çektiğinde gidip onları destekliyorum. Bu, bir üyeden diğerine en değerli hediyedir.” 

83457592.2_99_20170323065804

—Ağustos 2015’te 5. albümleri “Lion Heart”ı yayınladıktan sonra Girls’ Generation, bireysel aktivetelerde bulundular. Özellikle bu sene, Yuri SBS ‘Defendant” adlı dizisinde ilk kez baş rolde yer aldı ve Seohyun MBC ‘Thief, Mr. Thief’  dizisinde Mayıs ayında rol alacak. Yoona Ocak’ta çıkan ilk Kore filmi ‘Confidential Assignment’ın başarısının tadını çıkarırken, Sooyoung ise Kasım 2007’de çıkan KBS 2TV sitcomu ‘Unstoppable Marriage’den beri oyunculuk kariyerine devam etmekte.  

Yuri ve Seohyun oyuncu olarak büyük bir aşama kaydettiler.

“Yuri ‘Defendant’ dizisi için kapsamlı olarak avukatlık mesleğini araştırıyor. Dizideki karakterinin Girls’ Generation üyesi olarak imajıyla uyuşmayacağını düşünerek çok endişelenmişti. Fakat bir bölüm oynadıkça karakterine bürünmeyi başardı. Bir arkadaş olarak başarılı olduğunu düşünüyor ve onunla gurur duyuyorum. Seohyun’un duygusal hassasiyeti çok iyidir. Her zaman beni şaşırtmayı başarıyor. Yapıp yapamayacağından emin değildim fakat harika bir iş çıkardı. İşini iyi yapan küçük kıskardeşim o benim, yani endişenmeme gerek yok.” 

Güney Kore’nin 20 yıllık kız grupları tarihinde Girls’ Generation 10 yıl yer aldı. Büyük bir gurur hissediyor olmalısınız.

“(Promosyonlarımız esnasında) İki sene öncesine kadar şu ana kadar yaptığımız her şeyin altında yatan büyük anlamı anlayabilmiş değildim. Bir kız grubu olarak Daesang ödülü almanın ve uluslararası turlara çıkmanın ne kadar zor ve büyük bir şey olduğunu fark edememiştim. Sadece görevlerimizi kendi gözümüzle ve sahne gözüyle doğru olması için sıkı hazırlanmakla çok meşguldük. Bireysel aktiveteler yaptığımızda, Girls’ Generation için yaptığım işin aslında en değerli iş olduğunu anladım. Yeteneklerimin ötesinde büyük bir sevgi kazandım. 8’imiz bir olunca Girls’ Generation gemisinde yol alabildik.    

Wonder Girls gibi aynı anda çıkış yaptığınız meslektaşlarınızın dağılmasına en çok siz üzülmüşünüzdür.

“Wonder Girls’ün band’e (müzik aletleri çalan grup) dönüşümünü izlerken onlara cidden saygı duymuştum. 10 sene boyunca performans yaparken biri bize gelse böyle bir band’e dönüşmeyi teklif etse ve buna kalkışsak başarabilir miydik merak ediyorum. Bu dönüşümlerini merak ettiğimden bütün Wonder Girls röportajlarını araştırdım ve okudum. Wonder Girls bize iyi bir örnekti ve biribirimize daha iyi olmamız için hırslandırıyorduk. Bir fan olarak dağılmalarını benim için hayal kırıklığı oldu ama bir meslektaş olarak hala onları desteklemeye devam ediyorum. Hala şarkılarını dinleyebiliyorum nasıl olsa”

Duyduk ki bu yaz 10. yıl dönümü için albümünüz çıkacakmış.

“(10. yıl dönümü albümü) en doğru ve kesin olarak yapılacak bir şey ve geçen seneden beri bütün üyeler bu konuda çok hevesli. Üyeler için bu dört gözle beklediğimiz en büyük olay.” 

83457827.2_99_20170323065806

“Umarım kız gruplarının temcilsi olarak sonsuza dek anılmaya devam ederiz.”

‘Into the New World’ şarkısı geçen sene Ehwa Women Üniversite’sinde öğrenciler için bir direniş şarkısı olmuştu. Ayrıca eski başkan Park Geunhye’nin suç iddalerı içn yapılan mum ışığı eşliğindeki protestonun da sesi olmuştu. Ünlülere aşina olan 20’lerindeki her insan için Girls’ Generation bir “dil” haline geldi. Şarkının içindeki birlik ve beraberliği hissettiren kalplerin “dili”…

Girls’ Generation için ‘Into the New World’ anlamı nedir?

“Kız gruplarının çıkış parçaları arasında adeta bir şaheser değil mi ? Haha. Bir sanatçı için şarkısının büyük kitlelerin ilgisini çekmesi gurur kaynağıdır. Değişik kuşakların bir arada olduğu insanların hep birlikte söyleyebileceği bir şarkıya sahip olmak mutluluk verici.”

TWICE, Japonya’daki Yomiuri Gazetesi tarafından  “Girls’ Generation’ın şanını yürütecek bir sonraki K-Pop kız grubu” olarak bahsedildi.

“‘Girls’ Generation’ın şanını yürütecek’ olan grup olarak tanınmaları beni gururlandırdı. Bizim zamanımızda yeni bir rookie (çaylak) grup çıktığında, ‘2. BoA’ diye anılırdı. Şimdi ise ‘2. Girls’ Generation’ çıktı.”

Şu günlerde hoobae kız gruplarını izlerken neler hissediyorsun ?

“Çok güzeller ve iyi gidiyorlar. Bizim kız gruplarımız kişisel duygularını pek yansıtmazlar. Bu yüzden de hep gülümsemek zorundadırlar. Her gün mutlu ve neşeli olmak mümkün değildir fakat onları gülümseyen yüzlerini her daim bozmadıkları için takdir etmek istiyorum.”

Girls’ Generation’ın en güçlü silahı nedir?

“Birbirimizin olumlu özelliklerini taklit etmeye çalışırız. Birimiz sıkı çalışıyor sa diğerimiz de aynısını yapar. Hangimiz standartları oluşturursa oluştursun birbirimizin olumlu etkisini alır ve veririz. Ayrıca birbirimizi hoş karşılamamız da bir güçlü silah. Her şeyden çok, biz ilk denememizde başarlı olmadık ve bu yüzden de ‘gelişmeye açık bir zihniyete” sahip olmayı asla unutmuyoruz. Popülerliğin kıymetini biliyoruz”

Girls’ Generation’ın nasıl anılmasını istersin?

“Umarım kız gruplarının temcilsi olarak sonsuza dek anılmaya devam ederiz.”

Girls’ Generation için en kritik dönemi seçmek gerekirse kuşkusuz Jessica’nın ayrılışı olacaktır. Bu talihsizliğin Girls’ Generation’ı daha güçlendirip güçlendirmediğini merak etmekteyiz. Sooyoung, sorumuzu ünlü bir dizinin repliğiyle tıpkı bir bilmece gibi cevap verdi.

“Geçirdiğimiz bütün zamanlar güzeldi. Hava güzel olduğu için, hava güzel olmadığı için ve hava yeterince güzel olduğu için.” 

KaynakSports Donga
İngilizce Çeviri: Sonexstella
Çeviri: Pelin

 

 

[Mart 2016] Taeyeon K WAVE Röportajı

tumblr_o4x6ptsc6h1v7kh85o1_1280

 

K Wave: Taeyeon’un solo albümünün rengi SNSD’nin mevcut renginden biraz farklı gibi duruyor. I’dan sonra Rain beklenilmiyordu.
Taeyeon: Ne tür şarkılar yapacağımı düşünmüştünüz?

K Wave: Bakalım. SNSD’nin masum imajıyla Taeyeon’un sevimli ve parlak imajının ortasında bir şeyler.
Taeyeon: Haha. Benim kişiliğim özgür olmaya eğilimli, sert olmaya değil. Yani şarkılar da buna yakın. Hayalmiş gibi hissettiriyor. Doğal olan şeyleri seviyorum. Özgür olan şeyler sadece.

K Wave: Senin doğal ve özgür yaradılışın albüme de yansımış.
Taeyeon: Aynen öyle. İlk solo albümüm I’da yeni bir büyü hissettiğini söyleyen hayranlar vardı.

K Wave: Ne zaman bir şarkı yayınlasan all-kill oluyor. Bu sefer de aynısı oldu değil mi?
Taeyeon: Sadece mahcup ve minnettarım. İlk solo albümüm I çok sevildi, bu yüzden insanlar da devamını beklemeye başladı. Bu albüm sadece dijital tekli ama çok fazla insandan tebrik telefonları aldığım büyük bir etki oldu. Söylememe gerek yok, menajer oppa ve ailemden. Hatta I zamanında benimle iletişim kurmayan insanlardan bile telefonda çok tebrik aldım.

K Wave: SNSD üyeleri ne dedi?
Taeyeon: Üyeler için bu çok doğal çünkü onlar benim müzik için yaşadığıma şahit oluyorlar. “Olmuş işte” gibi sakinler. (Gülüyor) Eğer “Böyle olacağını biliyorduk”,”Çok iyi olacağını biliyorduk” ya da “Daebak!” gibi şeyler söyleyerek aşırı tepki verirlerse ben kıvranmaya başlıyorum. Haha.

K Wave: Albüm konseptine karar verirken tavsiye aldın mı?
Taeyeon: Sonuçları Tiffany’ye göstermeye meyilliydim. Kayıtlar başlamadan önce, albüm fotoğraflarının ve müzik videosunun düzenlenmemiş halini Tiffany’ye gösterdim. Nedenini bilmiyorum ama gözleri çok keskinmiş gibi geliyor. Tiffany sayesinde bir kez daha rahatlamış hissettim.

K Wave: Ne söyledi peki? Rain’in ilk izlenimi.
Taeyeon: Gerçekten çok beğendiğini söyledi. Düşündüğünden daha farklı olduğunu, müzik videosunun doğal ve işlenmemiş bir şeyden olan bir hisse sahip olduğunu söyledi. Bir SNSD müzik videosu izlediğinizde üyelerin hepsinin kıyafetleri uyumludur ve senkronize bir şekilde dans ederiz. Her şey biraz daha rahat olduğu için kolayca çekildiğinden bunu sevdiğini söyledi, SNSD müzik videolarından farklı bir hisle.

K Wave: I’ı dinledikten sonra bu albüm de benzer histe olur mu diye merak ediyordum. Bence bu albümde özgür ve hippie-vari bir his amaçlanmış. Rock gibi bir görünüm hissetmiştim ama Rain farklı.
Taeyeon: Bu sefer biraz jazz karıştırılmış gibi hissettiriyor. Bu günlerde müzik sadece tek bir türe kilitlenmiyor. Şarkılar jazz ve R&B ile karıştırılıyor ve tek bir türle kısıtlanmak çok zor. Ruh haline bakarsanız Rain hem R&B, hem jazz hem de ballad gibi.

K Wave: Yine de (Rain’in) Korece şarkıların o eşsiz kokusuna sahip olduğunu söyleyebilir miyim? Biraz alışıldık.
Taeyeon: Gerçekten mi? Rahatladım o zaman. Yayınladığım tüm şarkılar yabancı şarkı yazarlarının elinden çıkma, bu yüzden ya Kore’nin anlayışıyla uymazlarsa diye çok endişeleniyordum. Galiba Korece sözler ile daha da doğal oldu.

 

tumblr_o4x6ptsc6h1v7kh85o2_1280

 

K Wave: Taeyeon’nun solo albümündeki şarkılar çok sofistike.
Taeyeon: Oldukça pop gibi bir şey ama ayrıca belirsiz hissi var.

K Wave: Solo albümünü dinlediğimde şunu hissedebiliyorum ki Taeyeon müziğe hasret kalmış.
Taeyeon: Ah, ben mi? Çok da hasret kalmış değildim, hahaha. SNSD ile olduğumdan ve OSTlerde çok kısa süren şarkılar söylediğimden memnundum. Ama dönüp geçmişe baktığımda gerçekten hiçbir zaman kalbimin arzuladığı gibi şarkı söyleyebildiğimi hissettiğimi düşünmüyorum. Solo aktiviteler sayesinde şu an “şarkı söylediğimi” hissediyorum.

K Wave: Bir grubun parçası olduğundan ister istemez Taeyeon’un kendi öz rengi yerine, SNSD’nin rengini yansıttın değil mi?
Taeyeon: Kız grubu imajına uyan şaşaalı şarkıları SNSD ile söylediysem, şu an anlatmak istediğim hikayeleri içeren şarkılarla devam etmek daha iyi olur.

K Wave: Birçok insanın Taeyeon’un solo albümünü dinleyerek “Taeyeon artık kendi rengini yansıtıyor. Çok olgun. Müziksel olarak çok büyümüş.” demelerinin sebebi bu olmalı.
Taeyeon: Ancak bu “İşte bu tam da yapmak istediğim müzik” değil. Zaman zaman değişen müzik bu. Hatta bu sefer de bu tarzda bir müzik yapmak istersem bir dahaki sefere farklı bir tarz denemek isterim. Eğer bu olaya tek bir yönden bakarsanız benim kendi rengim çok da net olmayabilir; ancak diğer yönden baktığınızda her tarzı yapabildiğimi görürsünüz.

K Wave: Bu senin tarzına yakışan kıyafetleri aramak gibi bir şey değil mi?
Taeyeon: Aynen öyle. Hala arıyorum işte.

K Wave: Eğer insanlardan senden müziksel olarak farklı şeyler beklerse bu çok büyük bir baskı olmaz mı?
Taeyeon: Tabii ki olur. Zaman daha da ilerledikçe genç, güzel ve canlı olup yeni çıkış yapan birçok yeni arkadaş oluyor. İnsanlar yeni ve gösterişli şeylere ilgi duyar. Bu yüzden bir comebackten önce nasıl bir dış görünüşte olmamız gerektiği ya da ne yapmamız gerektiği gibi şeyler hakkında çok endişe duyuyoruz. O kadar çok aktiviteden sonra, çok farklı imajlar denedik ve artık daha farklı ne yapabiliriz bilmiyorum. Kore’de promosyon yapıyoruz ve tabii ki Japonya’da da, yani artık neyi göstermemiz gerektiği konusunda endişeliyiz.

K Wave: İdollüğün ömrü kısa olmaya eğilimli. Aktiviteler için belirli bir zaman penceresi olduğundan.
Taeyeon: Aynen öyle. Bu yüzden müzik programlarına gittiğimizde durmamız gereken bir yer var mı diye merak ediyorum. Çünkü 15-16 yaşlarında olan genç arkadaşlar var. Red Velvet Yeri ve benim aramda 10 yaş fark var. O 1999 doğumlu. Bense 1989. Bu nerede görüldüğün durumu, bir konsept denediğinizde açıkça büyük bir baskı oluyor. Endişelenmekten başka yapacak bir şey yok.

K Wave: SNSD Taeyeon, solo Taeyeon, TaeTiSeo Taeyeon. Aynı anda bu üçünün ağırlığını doldurmak zor olmuyor mu?
Taeyeon: Her biri çeşitli alanlara ayrılmış ve birçok kişisel aktivite ile farklı üyeler bunlar. İnsanlara müzikal yönümüzü çok fazla gösterebildiğimizi düşünmüyorum. TaeTiSeo, SNSD’nin temsilcisi olarak, SNSD’nin göstermesi mümkün olmadığı müzik ve dış görünüşleri gösterebildi. Ve müzikal yanını gerçekleştirebildi, bu yüzden çok memnunum. Üyelerle gösterebildiklerim ve yalnız başımayken gösterebildiklerim birbirinden farklı, bu yüzden tam olarak zor değil. Hatta bunu gerçekten seviyorum.

K Wave: Röportaj sırasında birçok müziğin tadını çıkarmak istediğini söyledin bu yüzden sanki müzikal bir uyanış yaşamışsın gibi hissettim.
Taeyeon: Gerçekten iyi yapabildiğim tek şey müzik olduğu için. (Gülüyor) Son zamanlarda oyunculuk yapacak mıyım diye sorular duyuyorum. Herkes oyunculuk yapıyor bu yüzden eğer oyunculuğu bütünüyle düşünüyor muyum diye sordum kendime ama tamamiyle şarkı söylemek istiyordum işte, en azından bir kere olsun tamamen şarkı söylemek. Henüz limitime ulaştığım noktaya gelemedim. Resmen bir şarkıcı olarak çıkış yaptığımdan, en azından bir kere bunu hakkıyla yapmak ve daha sonra diğer şeylere kalkışmak isterim.

K Wave: Çok havalısın.
Taeyeon: En azından bir şeyi tamamen hakkını vererek yapmak istiyorum.

K Wave: Birçok kez çok iyi olduğun hakkında pek çok şey duymuş olmalısın, buna rağmen hayranlık duyulacak bir şekilde kalbin hala mütevazı.
Taeyeon: İnsanın kendini tatmin etmesi pek mümkün olmuyor. Herkes böyledir. (Gülüyor)

K Wave: “Çünkü o bir idol” öncülü benim kendi ön yargım olmalı. Yani, ben herkesin aynı olduğunu düşünürdüm.
Taeyeon: Eğer idol diyorsan onları görsel, dışa dönük bir yola başvurmak isteyenler. Her türde kendimi göstermem tabii ki de güzel olurdu ancak hala odak noktamın müzik olduğunu düşünüyorum. Moda, stil ya da ilgi alanları gibi çeşitli şeyleri düşündüm ama yine de sadece müzik hakkında konuşmak istiyorum.

 

tumblr_o4x6ptsc6h1v7kh85o3_1280

 

K Wave: Gülümsemen çok enerjik. Aslında yakın arkadaşım Taeyeon’un o enerjik kahkahasının sesini duymayı cidden çok sever ancak son günlerde bu sesi duymak çok zor olduğu için hayal kırıklığı yaşıyorlar. Eskiden radyo DJ’i olduğun zamanlarda sık sık duyarlardı halbuki.
Taeyeon: Biraz toydum o zamanlar. Radyo DJ’i iken.

K Wave: Kişiliğin biraz değişti mi? 10lu yaşlarından 20lerine geçtikçe?
Taeyeon: Bunun hakkında düşündüğümde, cidden çok değiştim bence. Radyoya 21 yaşımdayken başladım ve şu an bunu düşününce, sahiden çok gençmişim. Daha yeni 20’den dönmüştüm ve yetişkin olmuştum. Hikayeler okudum ve anlattım, sanki bir şeyler biliyormuşum gibi. Ama şu an düşündükçe, peeh~ O zamanlar pek tecrübeli değildim bu yüzden ne zaman bunun hakkında konuşsam yetersizmişim diye düşünürüm. Bir varyete şovu gibi kısa hikayeler yaptım bu yüzden birazcık parlamaktan başka yapabileceğim bir şey yoktu. Kişiliğim bu hale geliverdi, hatta ben bile fark etmedim. Zaman geçtikçe ve ben biraz yaşlandıkça daha da olgunlaştım. Genç bir idol olarak aktif olduğum zamanlarda kendi düşüncelerimi ileri sürerdim ve birçok netizenle anlaşmazlığa sürüklenirdim. Ve bunun sayesinde büyüdüm. Çok fazla incindim de. “Ah, beni böyle algılıyorlar demek. Amacım bu değildi. Böyle incelenebiliyorum yani.” tarzında çok fazla duyguyu hissettim.

K Wave: Sanıyorum ki kesinlikle incindiğinde ve bunu takiben iyileşme sürecindeki zorlukların sayesinde olgunlaşabildin.
Taeyeon: Radyo DJ’i olduğum zamanlarda olgunlaşmaya başladım. Radyo için çok müteşekkirim. Radyo aktivitelerim bitince konuşmaya fırsatım kalmadı. Heyecanla sohbet ederdim o zamanlar, sonrasındaysa zar zor varyete şovlarına katılabildim ve konuşma şansım olmadı pek. Bir gün röportaj yapıyordum ve birden nasıl konuşacağımı unuttum. Kameranın ışıkları yandığında takılıp gevelemeye başladım. Sonrasında da kameraların arasında kusacakmışım gibi hissettiğim zamanlar oldu.

K Wave: Taeyeon’un kameralara karşı korkusu olduğunu kimse tahmin edemezdi. Müzik renginin biraz değiştiğini söyleyen insanlar var. Kişiliğinin de değişmesiyle tabii.
Taeyeon: Kişiliğim için biraz karanlık diyebilir miyim? Biraz daha hassas olan bir yönüm var. Eğer üyelerimle birlikteysem şakacıyımdır. Normaldeyse sessizimdir. Yalnız olmayı seviyorum. Üyeler arasında eğlenceli şeyleri en az seven benimdir muhtemelen.

K Wave: Köpek yavrularıyla iyi anlaşmanın sebebi bu olabilir mi? Evde köpeklerle mi sohbet ediyorsun?
Taeyeon: Köpek yavruları beni seviyorsa ne yapabilirim ki? Delicesine seviyorlar beni.

K Wave: Bence kişiliğin albümüne de biraz yansımış.
Taeyeon: Evet. Solo aktivitelerim için hazırlanırken ne tür şarkıları söylemem gerek diye düşünüyordum ve sonunda havalı ve hesap yapılan şarkıların bana göre olmadığına karar verdim. Rahatlığı ve dürüstlüğü sevdiğim için bunlara benzer bir müzik göstermeye adadım kendimi. “Seksi kadın şarkıcı” hiç benlik değil, ben de BoA unnie değilim o yüzden bir performans sergilemeyi hayal bile etmedim. Henüz başlıyorum ve bu yüzden sadece başlangıç noktasına dönmeyi istedim, böylece boş bir kağıda çizim yapıyormuşum gibi hissedebilecektim. Bu yüzden ortaya böyle bir şarkı (I) çıktı.

K Wave: Şarkı seçerken bir yöntemin ya da bir standartın var mı?
Taeyeon: Her eğlence şirketinin bir ANR departmanı vardır. Bu kayıtları düzenleyen bir departman, ve bir kayıt tamamlandığında da birçok şarkı yazarıyla görüşürler. Bundan sonra ANR çalışanları ilk gözden geçirmeyi yapar ve şarkıyı bana dinletirler. Daha sonra da birlikte nasıl seçmeliyiz diye kafa yorarız.

K Wave: O zaman bu seferki Rain’i de öyle seçmiş olmalısın?
Taeyeon: Evet.

K Wave: Nasıldı? İlk dinlediğinde?
Taeyeon: İlk seferinde dinler dinlemez çok sevdim. Ritmini çok beğendim. Bana “Bu şarkıyı istiyor musun yoksa başka bir ekibe mi verelim?” dediler. Ben de “Hayır, kime verecekmişsiniz? Benim bu. Ben söyleyeceğim. Ben söyleyeceğim.” dedim hemen.(Gülüyor)”Bu tarz uygun olacak mı?” diye bir kez daha sordular. Yine “Ben resmen bayıldım ama?” dedim. Ama şirket ikinci şarkı Secret’ı pek sevmedi. O şarkının da benim olduğunu söyledim. Ne olursa olsun o şarkıyı söylemeye ihtiyacım var dedim ve şirket kazanamadı. Ve beklediğimden daha çok insan var o şarkıyı seven. Bu beklemediğim sonuca inanamadım. Tabii ki benim beğendiğim ama çok iyi işler yapmayan şarkılar da var.

K Wave: Pekala. (Hayranlar arasında) “Eğer Taeyeon beğenmediyse o şarkı hit olur” gibi bir söylenti yok mu?
Taeyeon: SNSD için öyleydi. Gee ve Oh! şarkılarını sevmedim. Ama bu şarkılarla promosyon yaptığımızda büyük bir ödül kazandık ve art arda 9 hafta 1. olduk. Neden benim beğendiğim şarkıların sonucu iyi olmuyor ki, merak ediyordum.

K Wave: Popüler olarak ilgi çekicilik ile artistik çekicilik arasında kalan şarkılar olmuş olmalı.
Taeyeon: Benim prensiplerimin popüler ilgi çekiciliğe uygun olduğunu düşünmüyorum. Halkın ilgisini çeken şarkıların sürekli tekrarlayan nakaratları oluyor, söylemesi de kolay oluyor tabii. Böyle şarkılardansa nerenin nakarat olduğunu ve nerede ikinci dizenin başladığını kestiremediğiniz şarkıları daha çok seviyorum. Olağanüstü olan şarkıları çok seviyorum.

K Wave: O zaman her çaylak şarkıcı gelip sana şarkısını söylemeli. Beğenmezsen hit olacak demektir.
Taeyeon: Bu sadece SNSD için geçerli. Hahaha

 

tumblr_o4x6ptsc6h1v7kh85o4_1280

 

K Wave: Bu şarkı hem duygusal hem de ritmik, dinleyiciyi içine çekmesi çok güzel. Taeyeon’un sesi güçlü bir şekilde yayılıyor. Sesin oldukça kuvvetli. Yüksek notalı bir şarkı ve enerjiyi hissedebiliyorsun diyebilir miyiz? Sana yumuşak şarkıların uygun olduğunu düşünürdüm ama bu şarkı da çok güzel olmuş.
Taeyeon: Kendi tarzımdansa, şarkıyla uyumlu bir şekilde seslendirebildiğimi düşünüyorum. Aslında bu çok da iyi bir şey değil. Kendime has bir rengim yokmuş gibi hissediyorum. Sesim ve kendi rengim pek uyumlu değil, o yüzden ne zaman şarkı kaydetsem “Ah, nasıl söylesem ki?” diye düşünüyorum. Çok zor. Tabii ki insanlar pozitif bir dille düşüncelerini iletiyor. Bana sürekli şarkıları belirli bir türe yapışık kalmadan ifade edebiliyor olmamın iyi olduğunu söylüyorlar. Böyle söylediklerinde iyi bir şeymiş gibi de duruyor. Ama ben diğer her şeyden çok zihinsel çöküş yaşıyorum. Hala.

K Wave: Şarkıcılar, idoller ya da SNSD çok ünlü, bu yüzden davranışlarınızı kısıtlamanız gereken çok alan var. Ama eğer böyle yaparsanız deneyim kazanmanız için
daha az fırsatınız olur ve duyguları ifade etmeniz zorlaşır.
Taeyeon: Bilerek çok fazla film izlememin sebebi bu işte. Film izlediğimde farklı farklı hisleri deneyimliyorum. “Ah, demek böyle insanlar da varmış” diyorum. Beklenildiği gibi, çok fazla kısıtlama var. Genç yaşta ünlü olup da böyle şeyleri özgürce tecrübe edebilenler var mı ki? İlk yetişkin yaşantıma başladığımda yetişkinlerle çok fazla iletişimim oldu ve çalışanların hikayeleri sayesinde çok şey öğrendim. Etkili olmuştu, genç bir yaşta acı çekmek. Bence acı çekmeye zamanın olması da önemli. Birazcık. Çok olursa sorun olur tabii ki.

K Wave: Ünlülerin de zihinlerini rahatlatmaları gerekiyor. Sen bunu nasıl yapıyorsun?
Taeyeon: Hala bir yolunu arıyorum. Ben tamamen ev kuşuyum, o yüzden yapabildiğim tek şey ara sıra üyelerle içmek oluyor. Ehliyetimi ve arabamı aldıktan sonra da öyle etrafta araba sürmeye başladım. Ama magazinciler beni takip ettiği için bırakmak zorunda kaldım. Buna bile sınırlama gelince ve ben de artık bilinçlenince artık arkadaşlarımı arayıp eve çağırıyorum ya da üyelerimle vakit geçiriyorum.

K Wave: Bu biraz üzdü. Evde ne yapıyorsun peki?
Taeyeon: İçiyorum, film izliyorum, cidden sakıncası olmayan şeyler işte. Yemek…(Bir anlığına duraksıyor). Sipariş vermem gerekiyor daha doğrusu. Yemek yapamıyorum. (Gülüyor)

K Wave: Pişirmekte iyi olduğun bir yemek var mı?
Taeyeon: Yemek mi? Mısır gevreği sayılır mı? Şu an Tiffany ile birlikte yaşıyorum. Tiffany’nin kişiliği ise çok fazla gezmeye müsait. Sağ olsun onun sayesinde dışarı çıkıp bir şeyler yapıyorum. Bilirsiniz işte, Amerikan arkadaşı kültürü. Ne zaman özel bir gün olsa hemen cupcake yapmamız gerektiğini söyler. Cupcakeleri yaparken de gelip bana da yapmam gerekenleri söyler. Ben de ona yardım ederim ve bitiririz. Kurabiye pişirmemiz gerektiğini söylediğinde ben de onunla birlikte kurabiye yaparım. Kart yazmamız gerekiyor dediğinde ben de bir tane yazarım. Ne olursa olsun birlikte yapmamız gerektiğini söyler. (Gülüyor) Bu yüzden en azından elimi hareket ettirmem gerektiğini düşünürüm.

K Wave: Kişiliği bulaşıcı değil mi? Ya da asimile olmuş mu?
Taeyeon: Mmm, bilemiyorum. Zevklerimiz biraz farklı. Ama biz çok uyumluyuz. Tiffany kırmızıysa ben maviyim. Ama müthiş bir şekilde uyumluyuz. Uzun zamandır birlikte yaşadığımız için galiba. Birlikte yaşamaya başlayalı neredeyse 10 yıl oldu. Başkalarını rahatsız etmiyoruz çünkü diğerlerinin hoşlanmayacağını biliyoruz. Diğer insanların hoşlanmayacağı şeylerden kaçınıyoruz ve birbirimizi çok iyi tanıyoruz. Onu eğlendirdiğimde de sınırımı biliyorum. Ve o sınırda bitiriyorum. Öfkeden delirse de onu rahatlatmak için ne yapacağımı biliyorum. Ama bunu da sadece o sınıra kadar yapıyorum. Yani yapmamazlık yapmıyorum. Yapıyorum.

K Wave: Üyelerle ilişkiniz hala çok güzel. Hala birlikte bir şeyler yapıyorsunuz.
Taeyeon: Ailemden daha uzun bir süredir ve daha çok onlarlayım. Kırsal bir yerden çok genç yaşta Seul’e geldim, o yüzden ailemden daha uzun bir süre yaşadım üyelerle. Hatta öyle ki, bir ay hiç görüşmesek ve bir ay sonra onları ilk kez görsem bile sanki daha dün birlikteymişiz gibi hissediyorum.

K Wave: Tiffany ile müzik zevkleriniz farklı mı?
Taeyeon: Bence dinleme zevkimiz aynı. Garip ama şarkıyı dinlemek ve söylemek çok farklı. Söylemesi çok kolay olan türler var, dinlemesi çok rahat olan diğer türlerden farklı olarak. Dinlememiz benziyor. Ama iş söylemeye geldiğinde istediğimiz tarzlar ve zevkimiz farklı.

K Wave: Bu aralar Rihanna dinlediğini duyduk.
Taeyeon: Yeni bir albüm çıkardığını öğrendim o yüzden dinliyorum. Böyle güçlü müzikleri seviyorum. Hip-hop, R&B, soul gibi türleri çok seviyorum. Ama eğer böyle müzikler yapmaya çalışsam hislerini verebilmem mümkün olur mu emin değilim.

K Wave: Yalnız olduğunda rap pratiği yapıyor musun?
Taeyeon: TaeTiSeo albümüne hazırlanırken rap partı vardı. Ama yapamadım. Benim söylemem gereken kısımdı ama ne zaman orası gelse ağzım bir türlü açılmıyordu. Ben de o partı Tiffany’ye pasladım. Stay isimli şarkıydı. Yapamadım işte. Çıkmadı bir türlü. Daha önce hiç yapmadığım bir şeyi niye yaptırmaya çalışıyorlar bana diye baya yakındım ve yalnızca bir kez denememi söylediler. Ama yapamayacağımı söyledim.

K Wave: O zaman Hip-Hop yapmak gibi bir düşüncen olmadığını söyleyebiliriz?
Taeyeon: Hip hop sadece rap değildir ki. Hahaha. Hip-hop, R&B vs. bir sürü tür var yani henüz vazgeçemem.

K Wave: Doğrusu I’da da Verbal Jint ile birlikteydin. Ve rap vardı.
Taeyeon: Benimle alay falan mı ediyorlardı emin değilim ama tekrardan menajer oppa bana rap yapmamı söyledi. Bir kadın rap partı da vardı. Bana rap yapmak benim için çok fazlaydı. Bundan da öte ilk albümüm için rapin uygun olmadığını düşündüm ve hala zamana ihtiyacım olduğunu söyledim. Şimdilik rapi bir kenara iteledik.

Kaynak: K Wave
İngilizce Çeviri: Sonexstella
Türkçe Çeviri: Gülsüm