[171009] Tiffany, Sooyoung, Seohyun SM Şirketi’nden ayrılıyor… fakat “Girls’ Generation Dağılmayacak”

35645539014_f99e906591_o.jpg

Girls’ Generation üyeleri  Tiffany, Sooyoung ve Seohyun şirketleri SM Entertainment’ten  ayrılıyor.

9 Ekim’de  üç üyenin  SM’le olan kontratlarını yenilemeyeceklerini açıklandı. Bu sebeple Girls’ Generation’ın aktiviteleri muallakta kaldı.

Şirketin bir çalışanı durumu şöyle dile getirdi; “ Girls’ Generation, SM ve fanları için büyük bir anlam ifade eden değerli bir gruptur.” ve “Girls’ Generation grup olarak bütünlüğünü koruyacak. Fakat şirket değişikliği söz konusu olduğunda bir araya gelmeleri zorlaşacak. Buna rağmen üyeler  son kararın ne olacağına dair hala tartışmaktalar.”

SM’in açıklaması ise şöyle oldu; “ Girls’ Generation, SM ve fanları için büyük bir anlam ifade eden değerli bir gruptur.” ve “Üyeler grubu dağıtmak niyetinde değiller. Fakat kontratları bitmiş üyeler var. Bu durumda söz konusu Girls’ Generation’ın gelecek planları olduğundan üyelerle tartışmaya devam edecek ve temkinli kararlar alacağız.”

SM’den ayrılan üyeler arasından Tiffany Amerika’ya eğitim amaçlı gidecek, Sooyoung ve Seohyun ise oyunculuk kariyerleri üzerinde durmaya devam edecek.

Geçtiğimiz Ağustos’ta Girls’ Generation 10. yıl dönümünü kutlamak için 6. albümleri “Holiday Night”ı çıkarmıştı.

Kaynak: Naver

İngilizce Çeviri: @SonexStella

Çeviri: Pelin

SONE, Birlik Olma Vakti!

Öne Çıkan

@Oniontaker:

“Uzun bir süredir fan olanlar muhtemelen beni tanıyorsunuzdur.

Belki birçoğunuz davranışlarımdan hoşnut olmayabilir ama özümde nasıl olduğumu bilirsiniz. Ayrıca gerçekleşen her ciddi olayda yazdıklarıma inanıp inanmamak da size kalmış biliyorsunuz.

Aramıza yeni katılanlar; merhaba ve hoş geldiniz. Yakında zor zamanlar geçirecek olan bu fandomdan geri kalanlanlara yetişmeye çalışın.

Bunu yazmadan önce Twitter’da hızlıca dolaştım ve bence pek çok insan önceki tweetlerimin ana fikrini ya direkt olarak ya da benle aynı fikirde olan SONE’lar aracılığıyla kavramış. Bu yazının nerede başladığını bilmeniz teşvik edici.

Olayları olabildiğince hızlı bir şekilde birbirine kabaca bağlamaya çalışacağım. Çünkü SM’in medya üzerinde oynadığı oyunlarına bu kadar çabuk başlamasına gerçekten hazır değildim. Geriye baktığımızda, oldukça aptalca olduğunu fark ettim. Buna çok daha önceden hazırlanmalıydım bu yüzden de sizden bunun için özür dilerim. Şimdi olayları ön plana çıkarmaya çalışacağım. Zira gerçek hayattaki iş sorumluluklarımla beraber fandom içerisinde araştırma yapmak zor bir görev. En komik kısmı da daha geçenlerde Singapur’daki bir arkadaşımla şu “bir haftalık promosyon” olayı hakkında mesajlaşıyorduk. Beni gafil avladı.

Yazıya başlamadan özür diliyorum çünkü anlatacaklarım ayrıntılı bir açıklama olmayacak, sadece olayları özetleyeceğim. Burada konuşulacaklar, her üyeyle yapılan sözleşmelerin veya uzlaşmaların ayrıntıları hakkında olmayacak: çünkü o konu hedef şaşırtmak için ortaya atıldı.

Lütfen tıpkı fandomun eski günlerinde olduğu gibi anlayışla bulunduğum konumu anlamaya çalışın.

Size Olayları Hızlıca Özetleyeyim

SM’in kontratları ve anlaşmaları, nasıl çalıştığını ben ortaya çıkarana kadar büyük ölçüde gizlilik içerisindeydi. Ve şanslıyım ki bunun artık genel bir bilgi olarak yayılması benim işimi kolaylaştırıyor.

  • SM genelde ilk başta sanatçılarıyla 5 yıllık sözleşme yapar.

  • Daha sonra sanatçılara ilk yaptıkları anlaşmadan tamamen farklı maddeler içeren 3 yıllık bir uzatma teklif edilir. (onlar için çok daha iyi şartlara sahip olan bir anlaşma)

  • Sanatçılarla bireysel olarak anlaşılır.

  • SNSD’nin durumunda, birçok sanatçıda olduğu gibi, anlaşmaya aileleri de dahil olur. (Kore’nin kıdem ve hiyerarşi sistemleri yüzünden genç sanatçılarla ve ajans arasında anlaşmaya varmak oldukça zordur.)

  • Maddeler genel hatlarıyla her çalışma yılının başında orijinal sözleşmenin çerçevesinde yeniden görüşülür.

  • Süresi dolan esas yenileme anlaşmaları da yılın başında tamamlanır. (SNSD’nin 2014’ten 2017’ye kadar yaptığı gibi )

 Ocak ayı her SM sanatçısı için oldukça zorlu geçer.

Olayların Başlangıcı Hangi Tarihe Uzanıyor?

Kendinizi 2014’e götürün. Sanırım haberi yayan ilk kişi bendim o sırada.

Normalde SM bu işleri Ocak ayının sonlarına doğru halletmiş olmak ister ama SM Jessica’yla şartları kararlaştırmanın sonlarında olduğu için, bu süre biraz daha uzamış oldu.

SM’in 2014’ün ocağında durumu çok iyiydi. ‘I Got A boy’ kritiklerden övgü ve ilgi almıştı, bütün ödülleri kazanmışlardı, albüm satışları ve bütün SNSD ürünleri silinip süpürülüyordu…

Daha da önemlisi, gruptan ayrı olarak farklı alanlarda başarılı olabileceklerini kanıtlamışlardı.

Şartların detaylarına giremem ama anlayın ki SM o zaman onlara güzel ve rahat bir anlaşma vermişti. Sonra senenin sonuna doğru olanlar yüzünden herşey tepetaklak oldu. OT8 ve Golden Star’lar ne kadar birilerini suçlarsa suçlasın, bu zamana kadar aynı şeyi düşündüğüm ve görme ayrıcalığına sahip olduğum büyük resim, ne SNSD ne Jessica’nın o zaman olanlardan dolayı suçlu bulunamayacağıydı. Bu konuya değinmek istememiştim ama olayların gidişatında bir yeri olduğu için söylemek zorundayım. Söyledikten sonra da, öteki konuya geçmeden önce bunu bunun öneminin üzerinde ne kadar durursam o kadar iyi.

Kontratın kalan zamanında, SM’in Çin’i ve çıkış yapacak idolleri ilgilendiren büyük projeleriyle dikkati dağıldı.


SM’in içinde neler olup bittiğini bildiğini iddia eden herkese sorun ve size SM’in yeterince çalışanının olmadığını ve liderlerinin de büyük planlar ve düşünceler tarafından kolayca dikkatlerinin dağıldıklarını söyleyeceklerdir.

SNSD’yi tam anlamıyla kullanmamaları SM’in suçu fakat gelin de bunu bir de SM’ e anlatın.

Bu Yılın Olayları

2016’nın sonu ve Ocak ayına atlayalım, evet 2017’nin önemli ayı olan Ocak: SM önceki 3 yıldan istedikleriyle, 2017-2020 arasında alacaklarını dengelemek istiyor.

SNSD üyelerinin olabilecek en az karlı anlaşmayı kabul etmelerini istiyorlar.

SM şu anda birden fazla oyuna ev sahipliği yapıyor.

1. Kızlara ödül ve ceza: Kızlara SM’in SNSD’ye neler verebileceğini gösterip, bir anda ellerinden almak.

‘Oyunu oynarsan, her şey güzel kalacak’ ı gerçek hayatta görünce anlayacak kadar gangster filmi izlemişsinizdir.

Size bunu, yıllardır farklı şirketler tarafından uygulandığını gören biri olarak söylüyorum… bu da eğlence sektörü versiyonu.

2. Fanlara ödül ve ceza: Fanlara SNSD’den neler alabileceklerini gösterip, bir anda ellerinden almak.

Bizim heyecan dalgası içinde gaza gelip daha fazlasını talep etmemizi istiyorlar, hiçbir şeyden haberimiz olmadan, çünkü olayların sahne arkasında neler döndüğünü bilmiyoruz.

Size söylüyorum, ‘LÜTFEN KAL UNNİİEEE’ diye üyelere yalvarmak, SM’in eline koz vermek oluyor.

3. Böl ve fethet: Halk bu duruma bir şekilde tepkisiz kalacağından ve fanların da topluluk içerisinde mücadelede öncülük yapacağından, fandomları bölüp; fanların, üyelere SM’in istediklerini kabul etmeleri için baskı yapmalarını istiyorlar. Bunu aşağıda daha da derinden açıklayacağım.

Sanırım medyaya bazı üyelerin çoktan imzayı attıklarını duyurdular ve bu ‘teknik olarak’ doğru olsa da, buradaki ‘teknik olarak’ tehlikeli bir şekilde yanlış yönlendirici. Kontratlar her üye için farklı ve her üye farklı solo aktiviteler istediğinden (oyunculuk, şarkıcılık, şovlar vb.) bütün şartlar farklı. Durum oldukça karmaşık; SM de bu durumdan faydalanarak yanlış yönlendirici ve basit bir hikayeyle ‘bazı üyeler imza attı ama bazıları imzalamıyor’ diyerek kendini garanti altına alıyor

Şüphe içindeyken, SONE, nereye bakacağız.
Kızlara bakacağız.

Bu comeback sırasında, ne zaman kızlar birini ayırıyormuş gibi göründü?
Yaptıkları seçimlerden ve gösterdikleri tutumdan dolayı kimse birbirini suçlamıyor.
Birbirlerinin pozisyonlarına ne kadar saygı gösterdiklerini hissedebiliyorsunuz.
Grubun her bir üyesinin gerçek niyetine ne kadar güvendiklerini hissedebiliyorsunuz.

SM’in çizmek istediği bölünmüş bir grup resmi yalan.

SM, kafa karışıklığı ve iç kavgalar olmasını istiyor çünkü iç kavgaların nasıl bittiğini hepimiz biliyoruz: ana biaslarımızın tarafına akın ediyor ve diğer üyelerin kişisel fandomlarına suç atmak için parmak çeviriyoruz.

Bunun olmasına izin veremeyiz çünkü kızlara hiçbir şekilde faydasının dokunmayacağı kesin.

Birbirlerini herkesten iyi tanıyorlar ve onlara daha önce de güvendik.
Üyelerin birbirlerine olan güvenine, tekrardan kızlara güvenin.

‘Şu an için’ Paylaşabileceğim Detaylar

SM’in 31 Ocak’a kadar süreleri olduğu ultimatomunu vermesine rağmen, görüşme masasında olan üyeler boyun eğmeyi redd ediyor. Dürüst olmak gerekirse, Aralık’ta yeni kontratları konusunda ön görüşmeler yapılırken işler hiç de iyi görünmüyordu. OcaK ayının başlamasıyla işlerin kolay olmayacağı süratle anlaşıldı.

Yani SM’e karşı duruşlarını SEKİZ AY BOYUNCA koruyarak pes etmemeleri çılgınca: kızlarımız güçlü kadınlar ama bence, imzalayan üyelerin desteği olmadan da böyle bir şey yapamazlardı. Daha da çılgın olan şey ise, comeback dönemine kadar küçük adımlarla da olsa kazançlar elde etmek: adil olmayan kontratları daha adilleştirmek için değişiklikler yapmada başarılı oldular ama açıkçası, kontratlar hala adil değil.

SM ancak şimdi, kalan üç yıl için kısa dönemlik işlere boyun eğecekleri umarak, grup projelerini suratlarına sallıyor.

İlerideki Atılacak Adımlar

SNSD’yi K-pop endüstrisinden koparmak gibi büyük bir komplo teorisi yok.
K-pop bir iş ve şakamı mazur görürseniz, SM’in inceliği sayesinde de bunun iş tarafını görüyorsunuz.
Bu en iyi tabirle amacı uğruna tehlikeyi göze alma oyunu ve daha çok kapalı kapılar ardında çevirilen bir işmiş gibi geliyor.

SM bu tip oyunları her zaman oynamaz ama yaptıklarında da işler çirkinleşir.

Bütün bu promosyon döngüsü, programlardan çıkarılma.
O harika teaserlar ve mükemmel promosyonlarla dolu bir haftadan sonra gelişigüzel bir şekilde olayların dışında bırakılmak.
TV şovlarına inanılmaz rakamlar çekmek ve albüm satış hızının üretim hızını geçmesi.

Fanlar olarak, pasif olarak bile olsa, kızları karar almaları için acele ettirmemeli ve onlar üzerinde baskı kurmaya çalışmamalıyız.

SM, SONE’ı SNSD’ye karşı silah olarak kullanmak istiyor ve biz buna izin veremeyiz.

Doğru adımları atmaları için kızlara güvenin ve taraf tutmadan onları sevmeye ve desteklemeye devam edin.”

 

Kaynak: twitter/oniontaker via seoulcomplex
Düzenleyen: Ezgi
Çeviren: Özlem, Pelin

 

Taeyeon BEAUTY+ Eylül Sayısı Röportajı

“Çok Taeyeon’umsu Bir Öğleden Sonra…”

 

14045635_878633638934742_2479631562996870301_n

 

Taeyeon, halen ürkekliğini elinde tutan bir kız. Şimdi ışıklar arasındaki boşlukta öylece miskin miskin gözler önüne serilen Taeyeon’un zamanı.

Sahne Arkası

Eğer Taeyeon’la ilgili makaleyi merak ediyorsanız, dikkat kesilin. Taeyeon’un gizli silahı olarak bilinen cilt bakımını ve makyajını gözler önüne sereceğiz.

Taeyeon’un Güzel Güzellik Sırları

Taeyeon, yeni bitirdiği solo konserlerinden sonra şu an zamanını dinlenerek harcıyor. Kendisine cildinin normal bakımı nasıl devam ettirerek güzelliğini korumasını ve makyajını nasıl yaptığını sorduk.

Soru: Merhaba Taeyeon. Son zamanlarda neler yapıyorsun?
Taeyeon: Solo konserimi bitirdikten sonra, vaktim olduğunda vücudumun kondisyonunu kontrol edip, gücümü yeniden topluyorum. Ayrıca gelecek albümüm için çalışıyorum.

Soru: Günlük makyajın ve bir şarkıcı olarak sahnede olduğun zamanki makyajın arasında fark olduğunu biliyoruz. Normalde nasıl bir makyaj yapmayı seviyorsun?
Taeyeon: Sahnede olduğum zaman ışıltılı makyajlar yapıldığından normalde hafif makyaj yapmaktan keyif alıyorum. Cildimde nemli ve hafif rötuşlar olmasını seviyorum ve kaşlarımın boş kısımlarını dolduruyorum sadece. Dudağıma da çok hafifçe renk veriyorum. Vaktim varsa da, allık ile parlaklık veriyorum.

Soru: Şu günlerde, kontür makyaj çok popüler. Kontür makyajı seviyor musun sen de?
Taeyeon: Nature Republic’in Çok Yönlü Touch Stick’ini* kullanmayı seviyorum. Bu ürünü kapatıcı, vurgulayıcı, allık ya da gölgelendirici olarak farklı şekillerde kullanabiliyorsunuz. Hafifçe ve kolayca uygulanıyor, böylece çok hızlı bir şekilde kontür makyajını tamamlayabiliyorsunuz.

 

 

14051745_878649052266534_2175212848055423368_n

 

 

Soru:Cilt bakımından bahset bizlere. En sevdiğin cilt bakım ürünü nedir?
Taeyeon:Nature Republic’in Ginseng Royal Silk Watery Cream* ürününü seviyorum. Her şeyden önce, dokusu hafif ve ginseng özü gibi cilde iyi gelen birçok ilaç benzeri maddeler içeriyor, bu yüzden cildimin iyi olmadığı zamanlarda bol bol bu ürünü sürüp yatıyorum. Ertesi sabah cildim inanılmayacak derecede parlak ve nemli oluyor.

Soru: Kıskandığın bir cilt tipi var mı?
Taeyeon:Çok uzun zamandır makyaj yaptığımdan, esnekliğe dikkat ederim. En kıskandığım cilt tipi de, iyi bir ten rengine sahip sıkı bir cilttir.
Soru: Sahnedeyken ağır makyajlar oluyor yüzünde. Nasıl bir temizleme ürünü kullanıyorsun?
Taeyeon: Tahriş etmeyen bir krem kullanıyorum. Cildim incelmeye müsait olduğundan nazikçe temizlemek için elimden geleni yapıyorum.

Soru:Normalde saçlarını sarıya boyamayı tercih ediyorsun. Seviyor musun peki sarışın olmayı? Başka bir sefere, hangi renge boyamak istersin saçını?
Taeyeon:Görüntüm saç rengime göre epey bir değişiyor, bu yüzden bunun üzerine çok düşünürüm her zaman. Sarı saçı sevmem için kayda değer bir sebebim yok. SNSD üyelerim ve çevremdeki insanlar, parlak renklerin bana daha iyi uyduğunu söylüyor. Mmm… Eğer saç rengimi değiştirecek olursam, durgun ve koyu kahverengi rengini denemeyi isterim.

Soru:Yoğun programın nedeniyle kişisel bakımına zamanın olmuyordur. Evde ne tür bakımlar yaptığını merak ediyoruz.
Taeyeon: Taşınabilir bir masaj aletim var, yanımda taşıyıp kullanıyorum. Cilt kalitesi önemlidir, fakat güçlü bir cilde sahip olabilmek için vücudunuzun dolaşımının iyi olması gerekir. Güç toplarken, sakin bir kalp ile iç güzelliği üzerine çalışıyorum.

 

Kaynak: Beauty+
Eng Trans: Sonexstella@tumblr
Çeviri: Merve

[2015 Eylül] Tiffany ve Sistar Bora ‘Cosmopolitan’ Dergisi Röportajı

BİR KIZIN EN YAKIN ARKADAŞI

Eğlence dünyasını temsil eden iki yakın arkadaş, Girls’ Generation’dan Tiffany ve SISTAR’dan Bora, sıkışık programları arasında bir salonda bir araya geldiler. İmrenilir yüz, vücut ve arkadaşlığa sahip kadınlar: ve resmi olmayan hikayeleri.

ÖĞÜNLER ARASI YEMEK YEMEK

“Atıştırmalık şeyler yemeyi sevmek konusunda bile aynıyız! Tatlı yerken sevdiğiniz bir arkadaşınızla sohbet etmek iyileştirici bir zaman.” – Tiffany

Yaşanan birkaç zorluktan sonra, sonunda bu başyazı çekimini gerçekleştirebiliyoruz! İkiniz de etkin insanlar olmasaydınız bu çekimi gerçekleştirmek imkansız olurdu.

Tiffany: Girls’ Generation’ın comebacki yakın zamanda gerçekleştiği için, programım akıl almayacak derecede doluydu. Bu yüzden programımızı olabildiğince birbirine uydurmaya çalıştık, ama ortada bir sonuç yoktu, bu yüzden, kalbim kırılmıştı; ama şansa bakın ki, zamanlamayı halledebildik. Şirket ben ve Bora’nın yakın olduğunu çok iyi biliyordu, bu yüzden seve seve izin verdiler. Bu benim için de geçerli bir şey, meşgul olsam bile bunu Bora ile yapacak olmam kaçıramayacağım bir fırsattı.

Bora: Baş makale teklifini almak beni ne kadar heyecanlandırdı bilemezsiniz. Her zaman Tiffany ile bir şeyler yapmayı hayal etmişimdir. Bu yüzden programlarımız her ne kadar sıkı olsa da, bu çekimi bir şekilde yapmalıyız diye düşündüm.

SEN & BEN

“İkimiz buluştuğumuzda ne mi yapıyoruz? Aslında özel olan hiçbir şey yok. Sohbet ediyoruz ve eğer öyle hissedersek şarkı söyleyip dans ediyoruz. Haha. Sessiz olmak hiç bizim tarzımız değil. Eğlenmek ve enerjik olmak, işte BoFany tarzı.” -Bora

Rakip kız idol grubundan bir üyeyle yakın arkadaş olmak zordur. Bu insanın (Tiffany için Bora, Bora için Tiffany) size cezbedici gelen yanı neydi?

Bora: Tiffany ve ben hem çok benziyoruz hem de bir o kadar farklıyız. İlgi alanlarımız aynı olduğu için doğal olarak yakın arkadaş oluverdik. Ve farklı kişiliklerimizden dolayı hiç birbirimize zıt düşmedik ve şu ana kadar her şey güzel gelişti. Ben özellikle Tiffany’nin neşeli ve iyimser kişiliğini seviyorum. Onun yanında olmak bana güç veriyor ve beni mutlu ediyor.

Tiffany: Bize büyük bir resim olarak uzaktan baktığınızda çok benziyoruz, ama detaylara indiğiniz zaman farklı olduğumuz çok fazla alan var. Benim çok dikkatli/titiz ve duyarlı olan bir yanım yok. Bora’nın ise kişiliği uyumlu ve yumuşak. Birbirimizi anlamamızın sebebi bu mu ki? Gerçekten komik olan bir şey var: Girls’ Generation’ın menajer oppaları bizim nasıl yakın olduğumuzu biliyor ve tıpkı bizim bir üyemizmiş gibi Bora’yla ilgileniyorlar.

BEKLEMEDEYKEN

“Normalde görsel yönetime oldukça ilgim vardır. Eğer Bora’yı stilize edecek olsaydım onun bu yumuşak imajını geri çeker ve onun rahat, seksi bir kıza dönüşmesini isterdim. Ve tabii ki sağlıklı modunu daha da hayata döndürürdüm.” -Tiffany

Şu andan itibaren en yakın arkadaş testine başlıyoruz! “Biz böyle yakınız işte!” diyeceğiniz kanıtları sıralamanızı istesek?

Tiffany: Bedenen iyi değildim ve bu yüzden evde yalnızdım ama canım acayip Ion içeceklerinden (ÇN: Vitaminli değişik bir içeçek.) istedi. Ben de Bora’yı aradım, eğer onlardan içersem çok enerjik hissedeceğimi ama o an gidip almaya dahi halim olmadığını söyledim. Tabii ki Bora onlardan bir sürü alıp getirdi ve benimle ilgilendi. Bu en iyi arkadaşınız değilse yapılması zor bir şey değil mi?

Bora: Sadece ikimizin arasında, başka kimsenin bilmediği sırlar var. Ve arkadaşlığımızın en büyük kanıtı bu aralar en değer verdiğimiz çantanın çift çantası olması. Haha.

FOTOĞRAF ZAMANI!

“Fotoğraf çekiminde biz etrafta oynarken biri dedi ki: ‘Fotoğraf çekmek çok sıkıcı olmalı ama biz cidden müthişiz!’. Biz de bunun üzerine şöyle dedik: “İş iştir, hatıralar ise hatıra.” -Tiffany

Kendi zamanlarınızda da birbirinizi sık sık görüyor musunuz? Merak ediyoruz, kadın idoller buluştuklarında zamanlarını ne yaparak harcıyorlar?

Bora: Çok meşgul olduğumuzda dahi buluşmak için vakit bulmaya çalışıyoruz. Tabii ki yurtdışında programlarımız olduğunda birbirimizi birkaç ay kadar göremeyebiliyoruz. Uzun bir aradan sonra birbirimizi ilk kez gördüğümüzde önceden ertelediğimiz şeyler hakkında sohbet etmekle meşgul oluyoruz. Ve bu sefer Tiffany ile seyahet etmeyi planlamıştım ama ikimiz de çok meşguldük ve ne yazık ki iptal oldu.

Tiffany: Bora ve ben hızlıca buluşmak için sık sık zaman yaratıyoruz, ne kadar meşgul olduğumuzun bir önemi yok. Manikür-pedikür salonlarına, alış verişe, lezzetli restoranlara yemek yemeye falan gidiyoruz. Son zamanlarda ikimiz de Kore de olduğumuzdan sık sık buluştuk. Bir keresinde bütün bir gün birlikte oynadık, vedalaştıktan sonra birbirimize gayet sıradan bir mesaj attık: “Senin gibi bir arkadaşım olduğu için çok mutluyum.”. Haha.

Eğer sıradan olmasaydı o zaman romantizm de gerçek olmazdı. Bu anlamla, birbirinizin görünüşlerine iltifat etmeli miyiz?

Tiffany: Her şeyden önce, sağlıklı ve seksi cilt! Bora’nın cildi gerçekten çok iyi. Makyaj yaptığında gerçekten çok tatlı ama makyajsızken de görünüşü inanılmaz derecede çekici.

Bora: Tiffany’nin beyaz cildi ve eye-smile’ı. Eğer beni bir kediye benzetecek olursak Tiffany de çok sevimli bir köpek yavrusu olurdu. (ÇN: Eye smile’ı açıklayamıyorum, Tiffany gülünce gözlerinin aldığı o sevimli hal işte :). )

KADINSI ŞIKLIK

“Kadınsı olanları tercih ederim şimdi şık da. Yani dudakları odak noktası yapan makyajlardan hoşlanıyorum;bu günlerde seksi,canlı pembe parlatıcıları dudağımda kullanıyorum.” –Tiffany

PARILDAYAN SAĞLIK

“Benim stilim  tek spesifik görünüşten inatla hoşlanmıyor ama ben canlılığın kaybolmasına sebep olacak hiçbir şey istemiyorum.Bu yüzden fuşya pembe dudaklarını seviyorum.” -Bora

Bu çok heyecanlandırıcı. Anlık bir düşünce ama editör olsan ve en yakın arkadaşının güzellik başyazısını yönetsen, karşındaki insanın hangi özelliğini göstermek isterdin?

Tiffany: Hmm… Bora’nın hoş, basit ama oldukça seksi görünüşünü direk başyazıda göstermek isterdim. Bora’nın doğal görünüşünün ne kadar tatlı olduğunu çoktan biliyorum.
Bora: Tiffany çoktan bir sürü makale yazdı ve onun yapmadığı hiçbir şey olmadığını düşünüyorum… Eğer bu fırsat bana gelirse, Tiffany’yi temiz ve kızsı bir şekilde göstermek isterim, gösterişli ya da abartılı değil.

İKİZ KIZ KARDEŞLER GİBİ

“ Gerçekten bir sürü farklılığa sahibiz: yanık tenliye karşı açıktenli,gösterişliye karşı çelimsiz,buradan tutun yumuşakbaşlıya karşı kadınsal özelliklere kadar.Ama zaman geçtikçe, farklı beğenilerin etkileri normale dönüyor. Ruh eşi bu değil midir?” –Bora

İlerisi için umarız ki BoFany eğlence dünyasında ikon olan en iyi arkadaşlar olarak sevgi görmeye devam ederiz. Son olarak, birbirimize daha önce söyleyemediğimiz birkaç şey diyebilir miyiz?

Bora: Geçmişte, ben zor zamanlar yaşarken, ne zaman Tiffany’yi arasam, bana koşardı ve endişelerimi dinlerdi. Şimdi bile bunu düşündüğümde, ona kelimelere dökemeyecek kadar minnettarım. Umarım bu arkadaşlığı devam ettiririz ve sonsuza kadar eğlence dünyasının örnek en iyi arkadaşları olarak kalırız.

Tiffany: Sonradan düşündüğümde, Bora ile yaptığım bu en iyi arkadaş makalesi gerçekten değerli bir hatıra olacak. İlerisi için, umarım ki işte ve arkadaşlıkta her şeyi yapabilen BoFany oluruz. Ve eğer fırsatımız olursa, Bora ile ortak bir albüm yapmak istiyorum ve denizleri aşan bir makale patlatmak istiyorum. Bir dahaki sefere bu grupla birlikte denizleri aşan bir makale patlatmak konusunda anlaşmalı mıyız?

Source: “Cosmopolitan
Translated by: SonexStella@soshified
Edited by: moonrise31@soshified
Çeviri: Nergiz, Esin, Gülsüm

Sevgili Girls’ Generation ve Sevgili Jessica: Girls’ Generation’ın 8. Yılı İçin Mektuplar

Sevgili Girls’ Generation,

Pekala – Oldukça çılgın bir yoldu bizimkisi değil mi? Başlardan beri hayran olan herhangi biri size şunu söyleyebilecektir eminim; ve sonradan katılanlar da, geçtiğiniz iniş çıkışları, dimdik yokuşlu lunapark treni olan K-pop endüstrisini, tümseklerle dolu zorlu yolculuğunuzu ve şimdi geldiğiniz yere gelebilmek için aldığınız yaraları anlatabilir.


Geriye şöyle bir bakmak için bir dakikamızı ayırabiliriz tabii ki. Sözün özü, belirli belirsiz -8 yıl oldukça uzun bir zaman olduğundan ve çok fazla şey yaşandığından- gerçekten, hiçbirimiz gerçekten sizin yerinizde olduğunu söyleyemez. Ama hala hayal edebiliyoruz: çıkış öncesi stresleri; kararsızlığın, sevilmemenin, saf kinin ilk kelimelerindeki o midenizdeki sancılar; ışığınızı tamamen karartan bir dünyayı kaplayan o kabuslar. Ama bir yandan da: bir şeylerin daha iyi olacağına dair sağlam bir umut ve sarsılmaz bir inanç; üyeler ve SONElar arasındaki birbirine benzeyen o gülümsemeler ve kahkahalar; sahneye çıktığınız o anda hemen arkanızda dalgalanan ve neredeyse gözünüzü kör eden o pembe okyanus.

Ama zirvede bile tökezleyebiliriz, bazen tabii. Fandom dışındaki insanlar bile en azından yakın zamanda neler olduğunu biliyordur, geçen Eylül ayında. Herkes vazgeçti, en aşağı: geçen bunca yıl, tüm o kahkahalar, aslında iletişim kurduğumuzu sandığımız onca zaman- hepsini bir anda yerle bir mi ettiler? Rüzgarda önemsiz bir iz mi bıraktılar? Girls’ Generation bitti mi? (Zirveden) Aşağı doğru o yolculuk sonunda başladı mı?

Ben, bilhassa, her geçen gün dünyaya gösterdiğiniz o gerçek bağa inanmayı seçiyorum hala. Yapay olmak için fazla saf olan bir şeyler var, parçalanmak için fazla içten olan şeyler. Tabii ki ortamın gerilmiş olamayacağını söylemiyorum, bir ihtimal hatta sınırlar da zorlanmış olabilir; ama bu gerçekten de hala dokunulmamış olan şeylerden, şu an bozulmuş olan şeyleri birbirinden ayırıyor.

Bunu kendiniz söylediniz, daha önce, defalarca: Girls’ Generation hala Girls’ Generation olacak – bugün, yarın, sonsuza dek. Ve buna benim ekleyeceğim: Girls’ Generation her zaman Girls’ Generation olacak – ne kadar yolculuk ettiğinizin bir önemi olmadığından, her zaman başka bir tanesini yakalayabileceksiniz. Belki biraz eskimişsiniz gibi gelebilir, belki istediğinizden biraz daha fazla değişmiş olabilirsiniz. Ama Girls’ Generation, Girls’ Generation olarak kalacak – bittikten sonra bile.

Zirve yalnız bir yer olabiliyor. Ama siz her zaman birbirinize sahip olacaksınız değil mi? Kulağa biraz dandik geliyor evet. Öyle olsa bile hepimiz doğru olduğunu hissediyoruz. Çünkü, biz hayranlar, sizlerle beraber çok şeyin üstesinden geldik. Ve sizler Girls’ Generation olarak, üyelerinizle daha da çok şeyin üstesinden geldiniz. Ve biz hala buradayız değil mi? Yani evet, zirve bazen ıssız bir yer olabilir; ama bakın, siz çoktan orada 8 yıl geçirdiniz. Ve “8” dik duran bir “sonsuzluk” işaretinden başka nedir ki? Tam da sizin gibi, bilinemeyen bir gelecekte zirvede olunabilecek ne kadar şey varsa.

8. yılınız kutlu olsun Girls’ Generation! (Birlikte) Daha da çok yıllara! Sizler nereye giderseniz gidin: bu kıtanın bir yanından öteki yanına, dünyanın her yerine, hatta gezegenin ötesinde – böyle uzanıp giden neresi olursa olsun.

—————–

Sevgili Jessica,

Girls’ Generation’ın son yıldönümünden beri çok şey değişti. Sadece 1 yıl önce grubun 7. yılını beraber kutluyordum. Girls’ Generation’ın kontratları yenilenmişti ve daha da uzun bir süre beraber olacağız gibi görünüyordu. Japonya’da bir tur daha yeni bitmiş, daha sonra nelerin geleceğini merakla bekliyordum. O zaman grubun şu an aldığı muhteşem promosyon gibi bir promosyon alması için herşeyimi verirdim. “PARTY” gibi bir şarkı, “Channel Girls’ Generation” gibi bir şov ve koşmaktan en çok nefret eden üyenin “Running Man”e çıktığı bir Girls’ Generation, daha fazla ne isterdim ki? Ve sonra tabi ki, 30 Eylül gerçekleşti.

Bunu yazarken farkettim ki, bazılarına göre 30 Eylül, 5 Ağustos kadar önemli olabilir. 5 Ağustos’un Girls’ Generation’ın başlangıcı olduğu kadar, 30 Eylül senin için farklı bir başlangıçtı. Benim için, 30 Eylül farklıydı; Forever 9’ın ve “Jessi” ve “Sica”yı duyuşumuzun bitişiydi. O zaman yanlış olduğumun farkına vardım, dünyadaki tüm konserler, promosyonlar, variety şovlara değişmeyeceğim birşey vardı: dokuz üyeli Girls’ Generation. Çünkü gerçekten, fotoğraflarda dokuz üyenin olduğu veya hepinizin arasındaki doğum günü dilekleri ya da diğerleriyle beraber “Channel Girls’ Generation”da Jessica kanalının olmasının yanında albümler ve turlar ne ki?
Benim için kolay bir seçimdi. Yani, kolay bir seçimdi, ta ki yine yanlış olduğumu fark edene kadar. Vermeyeceğim bir şey vardı, ama bu sefer seni geri almak için vermeyeceğim bir şey: senin mutluluğun. Ayrılışının durumu ne olursa olsun, o zamandan beri, hayal edebileceğimizden daha çok şey yaptın. Bütün dünyayı gezdin, global starlarla tanışıp çalıştın ve kendi markanı oluşturmaya devam ettin. Moda şovlarına ve televizyon programlarına, magazin çekimlerinden çekimlerine davet edildin. Weibo hesabınla beraber gitmesi için Instagram heabı açtın, senden her türlü ve her haberi duymak isteyen fanların için düzinelerce fotoğraf paylaştın ve yurt dışında fanlarınla bir doğum günü partisi yaptın. Girls’ Generation üyesinin yapmak zorunluluğu olan şeyleri yapma zorunluluğun olsaydı asla yapamayacağın çok fazla şey yaptın ve seni tekrardan ger alabilmeyi çok istesem de, mutlu olman ve kendi yolunda ilerlerken başarılı olman bana daha çok şey ifade ediyor. Sen yoluna devam ettin ve benim de devam etmem gerektiğini fark ettim.
Ama devam etmek demek unutmak demek değil. Geleceği ve ne yapacağını iple çekiyorum ve Girls’ Generation’la olduğun hatıları her zaman sevgiyle anacağim.
Her zaman, Sunny’yi platformun ucuna çok yakın durduğu için çekişini:

Tiffany’le gelişigüzel İngilizce konuştuğunuz anları:


Yoona’yla tuzlu kimbap ve sirkeli sandviç yaptığınız zamanı:


Eskiden nasıl Seohyun’u kucağına oturttuğunu:
Eski bir hayran anlatımı
“Unnieleri konuşurken Seohyun her birinin yanına gitti ve bekledi keke ve Yoona böyle yapan ilk kişinin o olduğunu belirtti. Sica konuşuyorken Seohyun yanına gitti ve aradaki boy farkı hayranları güldürdü ve Sooyoung, Seohyun’a Sica’ya sarılmasını söyledi kekekeke Sica utangaç bir ifadeyle eskiden Seohyun’u kucağına oturttuğunu ama artık böyle kocaman olduğunu, unnieleriyle pizza ve tavuk harici organik yiyecekler yememesi gerektiğini söyledi. Hatta kötü bir şey yapmadıklarından unnielerine katılması için yalvardı maknaeye kekeke Sica Seohyun’un kendisine Krystal’den bile küçük gibi geldiğini, bunun iyi ya da kötü bir şey olabileceğini söyledi ve Seohyun’un artık 20 yaşında olduğu için unnielerine katılması gerektiğini ekledi. kekeke”

Hyoyeon’u “Dancing with the Stars”da izlemeye gittiğin zamanı:


Taeyeon’la çektiğiniz saçma sapan reklam filmini:

Sooyoung’la bu yaptığınız neyse bunu:


Yuri’yle yemek yapmaya çalışmanızı:


Kuma “소녀시대/So Nyeo Shi Dae” yazıp dalgaların silmesini engellemeye çalışmanı:

Ve daha birçok anıyı her zaman hatırlayacağım. Seninle ve Girls’ Generation’la daha çok hatıra yaratmayı umuyorum ama eski anıları da unutmayacağım.
Sanırım bir şeyler hala 1 yıl önceki gibi. O anılar hala çok değerli, hatta daha da çok şey ifade ediyor. Sekiz üyeyi gördüğümde, biri eksikmiş gibi geliyor. Ve en önemlisi, artık Girls’ Generation’da olmasan da, sana hala dünyadaki tüm mutluluğu ve başarıyı diliyorum, diğer üyelere de dilediğim gibi, bana verdiğin yedi yıllık hatıralar için. Daha azını hak etmiyorsun.

Mutlu yıldönümleri, Jessica.

Written by: moonrise31@soshified, bhost909@soshified
Çeviri: Özlem, Gülsüm